SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI TANIMAYA SOYUNAN YENİ ZELANDA ( II )

06 Eylül 2018


    Meselenin sadece Yeni Zelanda ile kalmadığını, Avustralya’da da neler olduğuna, sadece hatırlatmak için kısaca bakalım:

     “Avustralya Federal Parlamenter tarihinde ilk defa, [SÖZDE] Ermeni Soykırımı'nı tanıyan bir hareketin, Ermenistan Ulusal Meclis raporları Temsilciler Meclisi Seçim Komitesi'nin iki partili Seçim Komitesi tarafından tartışılması için kabul edildi. 

      Tartışılan hareket, diğer şeylerin yanı sıra, “o zamanlar”, yeni kurulan Avustralya’nın, (1 Ocak 1901'de Avustralya Koloni Federasyonu, on yıllık bir planın ardından, seçme ve seçilme, temsil edilme haklarını elde ettiler. Böylece Britanya Krallığı'nın yönetiminde, Avustralya Kraliyet Devleti doğmuş oldu.) [SÖZDE] Ermeni Soykırımı'nın diğer sağ kalanları ve aynı zamanda Yunanlılar ve Süryaniler de dâhil olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer Hıristiyan azınlıklarına karşı oluşturduğu olağanüstü insani yardım çabalarını” kabul ediyor.

      Bu kapsamlı, iki partili destek, Temsilciler Meclisi'nin, ilk büyük uluslararası insani yardım çabasının [SÖZDE] Soykırımdan kurtulanlara yardım etmek olduğunu kabul eden Avustralya'ya doğru büyük bir adım attığını gösteriyor. 

      “ [SÖZDE]Ermeni Soykırımı ve yardımlarına gelen Avustralyalıların kurbanlarını hatırlayarak, 1915'te başlayan olayların tarihte sadece bir dipnot olmadığını belirten bir mesaj gönderiyoruz. Çünkü eğer gerçeklerden gizlenirsek, Ermenilere karşı işlenen kötülüğü tanımakta başarısız olursak, sadece insan haklarının, hayatın kendisinin en önemlisini inkâr edebileceklerini düşünenlere bugün ve gelecekte olanları başarıyoruz. ” [1]

( MP Trent Zimmerman yaptığı açıklama)

      Bilindiği üzre YENİ ZELANDA da “YENİ ZELANDA ERMENİ DAVASI KONSEYİ” ve “YENİ ZELANDA –YEŞİLLER PARTİSİ- adını taşıyan kurum ve kuruluşlar var. Ermeni Davası Konseyi Başkanı Huri Yeldizyan; “Biz hepimiz tarihin nasıl tekrarlandığını gördük, eğer geçmişimizi tanımazsak aynı şey bir kez daha tekrarlanacak” yorumunu yaparken, farklı kaynaklar ise; “SÖZDE” Ermeni Soykırımı’nın Almanya, Fransa Hollanda ve birçok ülke ile birlikte Avustralya’nın bazı şehirleri tarafından tanındığı, fakat YENİ ZELANDA’NIN henüz bu yönde adım atmadığı” vurgulanıyor.

      Yeni Zelanda “YEŞİLLER PARTİSİ” milletvekili Gareth Huges de “SÖZDE” Ermeni Soykırımı’nı tanıyacak tasarıyı parlamentoya sunmaya hazırlanırken, “Parlamentoyu bana destek vermeye çağırıyorum” ifadelerini kullanıyor.

      Şunu da hatırlatmalıyım ki; daha önce Wellington’da düzenlenen bir basın toplantısında Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’i “1915’te yaşanan olayların her zaman ülkesi tarafından tanındığını” vurgulamış, fakat olayları değerlendirirken “somut terimlerden (“SÖZDE” soykırım ifadesinden) kaçınılması ve konunun ihtilaflı taraflara bırakılması gerektiğini” dile getirmişti.

      Bahsi geçen Yeni Zelanda Ermeni Davası Konseyi, son dönemde sesini yükselterek, Başbakan Jacinda Ardern'i, "SÖZDE“ Ermeni Soykırımı konusunda tutumunu değiştirmesi çağırısında bulundu.

      Bu MAŞA olarak kullanılanlar, bununla da kalmıyor, bir ucu sözde tarihçilere, bir ucu, her ne kadar düşünce yapısına, yaptığı hizmete daima saygı duysak da, Agos Gazetesi, özellikle röportajları ile “SÖZDE” Ermeni Soykırımı’na bilerek veya bilmeyerek çanak tutmakta tabir caizse kaşımaktadır.

       Ermenilerin yabancı güçlerce kullanılarak isyan etmiş olduklarını, bu isyanların sonucunda bulundukları yörelerden güvenli bölgelere TEHCİR edildiklerini, TEHCİR sürecinde istenmeyen olayların yaşandığı bilinmektedir. Tehcirin, hiçbir zaman Ermenilerin topluca imhasını hedeflemediğini, kesinlikle soykırım olmadığını bildikleri halde bir türlü kabullenmek istememektedirler.

      12 Mayıs 2016 tarihli Agos Gazetesi, “Anzaklar 1915’i Anlatıyor” başlığı, Fatih Gökhan Diler imzasıyla, “SÖZDE” Yeni Zelandalı tarihçi ve gazeteci James Robins ile yaptığı röportajı yayınlıyor. James Robins’in söylediklerinin doğru olup olmadığına zerre kadar özen göstermiyor.[2]

      Özetle, gazeteci soruyor; ….. “Anzakların soykırıma ne ölçüde tanıklık ettiğini, katliamları ve tehciri ne kadar görüp duyduğunu anlatabilir misiniz?” 

      Sözde tarihçi ve gazeteci cevap veriyor (özetle); “Yeni Zelanda ve Avustralya için konunun yeni” olduğunu söylüyor, YÜZ BİR YIL sonra. “Yeni Zelanda ve “SÖZDE” Ermeni Soykırımı’nı birbirine bağlayanın ilk kişi” olarak, “Morgenhau’nun ABD’ye yolladığı telgraflar” dedikten sonra, “Alman arşivleri”ni gösteriyor. [3]

      Morgenhau’nun mesnetsiz, yalan ve düzenbazlıkları bilinmektedir. Gerisi ise internette erişime açık “Morgenhau Diary” anı kitabında günü gününe verilmiştir. Morgenhau’mun anlaşılmaz husumet ve siyasi etkisizliği akademik kanıtlanmıştır.  Morgenhau’nun hiçbir yazısında “ANZAC” kelimesi yoktur.[4]  (https://www.researchgate.net/publication/321487042_MORGENTHAU_SHENANIGANS.)

      Ey zekâdan yoksun kişi, sen tarihle ilgili bir şeyler uyduracaksan, hiç değilse, o dönemde emir kulu olduğun İngiltere’nin The National Archives’ ine baksana… “Askeri Hizmet Evrakları -1914-1920-“, “Britanya Askerî Birliği Savaş Jurnalleri 1914-1922” ve “Savaş Kabinesi Evrakları -1916-1919-“ dokümanlarını bir incelesene… Hiç değilse hafızanda, bir-kaç bilgi kırıntısı kalıverirdi. “Araştırdığım konu” dediğin bu ise, araştırmadığın, ağa babalarının kulağına üflediklerinin çarpıklığı, kim bilir nasıl olur?

      Mesela; Wellington, Aucklander ve Otago taburlarından, esir düşen YİRMİ ÜÇ Anzak askerinin isimlerini verebilir misin?  “Onların tanıklığı” nerede, nasıl ve ne zaman yazılmış? Bizimle paylaşa bilir misiniz?

       Batılıların sözlerini tutmadıklarına dair binlerce belge bulunmaktadır. “Tehcir sırasında yalnız çok az kafile –Kürt-Çerkes vb- çeteleri tarafından soyulmuştur.” “Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri Sir Eric Drummond 1.3.1920 tarihli resmi notasında, Türk Hükümetlerinin vuku bulan haydutluklarda bir iştirakinin olmadığı belgelidir. Bugüne dek “soykırım veya kitlesel öldürmeye ait” bir tek resmi belge bulunamamıştır.”[5]

      Gazeteci soruyor; … “Çalışmalarınıza baktığımda Anzaklar ile soykırım arasındaki bağlantıyı Conk Bayırı Muharebesi’yle başlattığınızı görüyorum”.

      Sözde tarihçi ve gazeteci cevap veriyor (özetle); “Yeni Zelanda ve Avustralya’ da ki lerin  Çanakkale’den gelen raporlardan sadece savaşla ilgili değil Ermenilere yapılan katliamlarla ilgili haberleri de okuduklarını bugün biliyoruz” diyor ve zırvalamaya “Conk Bayırı”, “760 Anzak askeri” ve esirleri anlatarak devam ediyor.[6]

  Bunun için fazlaca uzatmadan, gazeteci arkadaşımıza ve sözde tarihçi- gazeteciye, öncelikle aşağıda ki fotoğrafa bakarak,  Adana, Adapazarı, Afyon, Çankırı, Gediz, Haydarpaşa, İstanbul,  İzmit vd. 23 esir kampını iyi incelemelerini tavsiye ederim.

https://img.webme.com/pic/h/huseyinertas/anzac13.jpg

 

      Düşünmeden, araştırmadan, çamur atmak, SAFSATAYI çarşaf, çarşaf yazmanın dürüstlüğü nerede? Bu kişiler, Avustralya New South Wales (NSW) Eyaleti Eğitim Bakanlığı Tarih Müfredatı Sorumlusu Jennifer Lawless’in ismini hiç mi duymamışlar? “Gelibolu Savaş Esirlerinin Tecrübeleri” konulu projeden hiç mi haberdar olmamışlar? Türkiye’ye 18 kg. ağırlığında tarihi belgeyle gelerek, araştırma yaptığını hiç mi bilmezler? Kızılhaç raporlarından hiç mi haberleri yoktur?

      Peter Fawns, Charles Suckling, John Pitt Cary, Harry Abbot, S.T. Bell, Henry Stoker, Hugh Gordon Dacre, Fitz, T.S. Brodie, Amiral de Robeck, Ian Hamilton, Birdwood, Primrose Stoker’in yazdıklarını hiç mi okumamış hiç mi duymamışlar? [7]

      Gazeteci soruyor; … “Bu günlüklerde yazanlardan bahsedebilir misiniz?”

      Sözde tarihçi ve gazeteci cevap veriyor (özetle); “Yüzbaşı Thomas Walter White kendilerine yer açmak için Ermeni Kilisesi’ne sığınanların zorla sürüldüğünü yazıyor.” “Çavuş John Halpin, “bir kutsala saygısızlık” demiş, Afyon da ki bir başka esir kampındaki askerlerse, soykırıma bizzat tanık olmuşlar” diye anlatıyor.[8]

      Fakat; Henry Hugh Gordon Dacre Stoker, Arthur Gordon Haggard, John Pitt Cary, Harold Abbott, Charles Vaughan, Harry Burton Broomhead, Charles Varcoe, Arthur Bray, Stephen John Gilbert, Peter Fawns, Charles Holdernes, George Henry Nash, Albert Norman Charles Thomson, John Kerin, John Harrison, Benjamin Talbot, Alexander Charles Nichols, Albert Edward Knaggs, William Thomas Cheater, Lionel Stanley Churcher, William Wolseley Falconer, James Cullen, James Harding, William Brown Jenkins, Charles George Suckling, Thomas Henry Walker, Michael Williams, Thomas Wishart, James Henry Gibson, Stephen Thomas Bell, Herbert Alexander Brown, Henry James Elly, gb. askerlerin neden hiç bir şey görmemiş, duymamış ve yazmamışlar?

      Bu sözde gazeteci ve sözde tarihçi-gazeteciye sormak isterim; “Avustralyalı İKİ Ermeni Akademisyenin TEHCİR devresindeki basın haberlerine ait 1994 tarihli DOKTORA çalışmasından, o çalışma da, MAYIS-EKİM 1915 arası gazete başlıklarından örnekler verildiğinden, bunların hiç birinde “SOYKIRIM-KATLİAM” haberi olmadığından, Ermenilerin Ruslarla birlik olarak (17.6.1915) savaştıklarından”[9]  neden hiç haberleri yoktur? Bildikleri halde, YALAN MI söylemektedirler!

      Gazeteci soruyor; … “Anzak askerlerinin bazı yörelerde Ermenileri ve Süryanileri katledilmekten kurtardığını söylediniz. Böyle başka hikâyeler var mı?”

- ÖNCELİKLE BELİRTMELİYİM Kİ HİÇBİR ŞEYE DİKKAT ETMİYORSANIZ, LÜTFEN İÇERİSİNDE SÜRYANİ ve KÜRT GEÇEN METİNLERE ÇOK DİKKATLİ BAKINIZ. BUNLAR SÖZDE KONUYA, GENELLİKLE YAMA YAPMAK İÇİN KULLANILMAKTADIR.-

      Sözde tarihçi ve gazeteci cevap veriyor (özetle); “Avustralyalı Yzb. Stanley Savige Urmiye’den çıkarılan Ermenileri ve Süryanileri korumaya çalışmış.” “Yzb. Robert Nicol ve Çvş. Alexander Nimmo, soykırım kurbanlarını kurtarmış… “Kürt birliklerini uzak tutmayı başarmışlar.” Diyor…! (a)

      Ancak, Yzb. Stanley Savige’nin Eylül 1915 de Gelibolu’ya geldiğini, 9 Kasım 1915 de Lone Pine’da görevlendirildiğini, Mart 1916 da Fransa’ya, Mart 1918 de İran’a yine görevli gönderildiğini, unutarak, 1915 tehciri ile güya bağ kurmaya çalışıyor…[10]

      Gazeteci soruyor; … “Savaş sırasında Ermeniler hakkında haberler yapan birkaç gazete saydınız.”

      Sözde tarihçi ve gazeteci cevap veriyor (özetle); “O zamanlar Yeni Zelanda gazetelerinde soykırıma geniş yer verildi. Nerdeyse tüm Ermeni katliamları büyük küçük veya yerel gazetelerde yayınlandı.” “Gelibolu’dan ya da Yeni Zelandalıların görevde oldukları diğer yerlerden savaş haberleriyle birlikte veriliyordu.” “Çoğu Londra’dan ya da Ermenilerin kaçtığı Rusya bürosundan gelen telgraflardı.” “Aralık 1915’te bile büyük bir gazetede “Ermeni Holokostu” ve “Jön Türkler’in insanlığa karşı suçlarından bahseden uzun bir makale yayınlanmıştı.” (b)

      Acaba, Ashburton Guardian,  Auckland Star,  Bay of Plenty Times,  Colonist,  Dominion, Evening Post, Grey River Argus, Hasting Standard, Hawera & Normanby Star, Manawatu Standard, Marlborough Express,  Mataura Ensign, Nelson Evening Mail, New Zealand Herald, Northern Advıcate, Northern Advocate, Oamaru Mail, Ohinemuri Gazette, Otago Daily Times, Otago Witness, Poverty Bay Herald, Press, Sun, Taranaki Herald, Thames Star, Tuapeka Times, Wairarapa Age ve Wairarapa Daily Times gibi Yeni Zelanda GAZETELERİNDEN hangisinde, hangi tarihlerde bunlar yayınlanmıştır? Bir örneği, bir küpürünü görebilir mi yiz? O tarihlerde “HOLOKOST” tabiri var mıydı?[11]

      Gazeteci soruyor; … [SÖZDE] Ermeni Soykırımı, Yeni Zelanda ve Avustralya’da henüz tanınmış değil. Bunun sebebi nedir?

      Sözde tarihçi ve gazeteci cevap veriyor (özetle); “Yeni Zelanda’daki ERMENİ topluluğu, hükümeti soykırımı tanımaya çağıran bir imza kampanyası başlattı.” “Yeşiller Partisi soykırımın tanınmasını destekleyeceğini açıkladı. Şimdilik KÜÇÜK bir kampanya olsa da işin başında kendini buna adamış kişiler var.” (c)

      Gazeteci soruyor; … “Yeni Zelandalı devlet görevlileri, Türkiyeli görevlilerle birlikte, onların Ermenilere ne olduğunu bilfiil reddettiklerini bile bile, Gelibolu’da bir arada bulunabilir mi? Hele de artık Yeni Zelandalıların soykırımdan kurtulanlar için hayatlarını tehlikeye attığını biliyorken” Sizin bu soruya cevabınız nedir?

      Sözde tarihçi ve gazeteci cevap veriyor (özetle); “Bence cevap ‘hayır’ olmalı.” “Artık Yeni Zelandalılar hakkında bu detayları ve onların [SÖZDE] Ermeni Soykırımı’yla ilgilerini bildiğimize göre, Türk hükümetinin inkârcı tutumuyla yüzleşmeliyiz. Çünkü eğer Türk hükümeti [SÖZDE] Ermeni Soykırımı’nı inkâr ediyorsa, aynı zamanda Yeni Zelandalıların Ermenileri ve onların kültürel eserlerini koruduğunu ve Ermeni çocukları korkunç bir kaderden kurtardığını da inkâr ediyor demektir.”

      “Bu sıradan ya da önemsiz bir mesele değil. Yeni Zelandalıların tarihleriyle ilgili anlayışlarını ve dünyada ki yerlerini derinden etkileyen bir mesele.” “Dahası, Türk hükümetinin Anzak Günü kutlamaları başladığından beri, Yeni Zelanda hükümetine [SÖZDE]soykırımı tanımalarına engel olmak için şantaj yaptığını da herkesin önünde savundum.” “Bu şantaj ve suiistimalden başka bir şey değil ve Yeni Zelanda, Avustralya ve Türkiye arasındaki ilişkiler Türkiye’nin inkârcılığı yüzünden zehirli hale geldi.”  (a)-(b)-(c) [12]

      Bu sözde tarihçi ve gazeteci ile ÇANAK AÇAN ve de kaşımaya alet olan gazeteci, “Yeni Zelanda Ermeni Topluluğu” derken, O ülkede yaşayan Ermenilerin büyük çoğunluğunun nereden ve nasıl geldiği gerçeğini unutarak, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın 20. Yüzyıl boyunca kaydettiği ekonomik gelişmeyle bütün dünyadan göçmenleri bu ülkeye çektiğini, bunların arasına Orta Doğu ve HİNDİSTAN’DAN göç eden Ermenilerin çoğunluğu teşkil ettiklerini de unutmaktadırlar..! 

      Ermenileri temsil ettikleri iddiasında ki Diaspora’nın, tarihi süreç içerisinde Ermeni İsyanlarını, yakın tarihe kadar devam eden Ermeni TERÖRÜNÜ, kısacası kendi yaptıklarıyla yüzleşmekten, daima kaçınırlar. 

      Tarihin bize aktardıkları ile günümüzde yaşadıklarımız örtüşmemektedir. 103 yıl önce başlayan dostluk ilişkileri dinamitlenmeye çalışılmaktadır. Şimdi, Emperyalist güçlerin MAŞA olarak kullandığı Diaspora Ermenileri, burada da melanetlerini göstermeye başlamışlardır. “Hacı hacıyı Mekke de, it iti dakikada bulur” misali, maşalarda kendilerine yeni MAŞALAR bulmaktadırlar.

      Halbuki Ermeni Diasporasının yalanlarını ortaya dökmek yerine, güzel şeyler, mutluluk saçan konular üzerinde yazmayı tercih ederdim. Auckland Şehir Hastanesinde KIZINI dünyaya getiren Başbakan Jacinda Ardern’i, yine yeni doğum yapan Kadından Sorumlu Bakan Julie Genteri, gönül dolusu kutlamak isterdim. Neylersiniz ki YALAN, duyguların yönünü değiştirerek, tüm güzelliklere karşı sizi adeta körleştirerek, mecranızı değiştiriyor!

 

[1] https://www.ermenihaber.am/tr/news/2018/08/09/Yeni-Zelanda-Ermeni-Soyk%C4%B1r%C4%B1m/134473

[2] https://www.ermenihaber.am/tr/news/2018/08/09/Yeni-Zelanda-Ermeni-Soyk%C4%B1r%C4%B1m/134473

[3] www.agos.com.tr/tr/yazi/15322/anzaklar-1915-i-anlatıyor

[4] Şükrü Server Aya, Notlar

[5] Şükrü Server Aya, Notlar

[6] www.agos.com.tr/tr/yazi/15322/anzaklar-1915-i-anlatıyor

[7] https://huseyinertas.tr.gg/Canakkale-Savasinda--200-esir-Avustralyali-asker.htm

[8] www.agos.com.tr/tr/yazi/15322/anzaklar-1915-i-anlatıyor

[9] Şükrü Server Aya, Notlar

[10] Gavin Michael Keating, Savige, Sir Stanley George (1890-1954) Avustralya Biyografi Sözlüğü, Clt. 16 (MUP) 2002 

[11] Mahir Küçükvatan, Tarih ve Günce Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Dergisi Journal of Atatürk and the History of Turkish Republic I/1, (2017 Yaz), ss. 125-152.

[12] www.agos.com.tr/tr/yazi/15322/anzaklar-1915-i-anlatıyor

(DEVAM EDECEK)

Kenan Mutlu Gürses


Kenan Mutlu Gürses © 2011 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön