TARİH. AĞUSTOS AYI VE ERMENİLER (III)

18 Eylül 2023


TARİH. AĞUSTOS AYI VE ERMENİLER (III)

M.S. 1292 - Rumkale’nin Fethi

      [Seyfeddin Kalavun’un oğlu Eşref Halil b. Kalavun zamanında Memlukların Haçlılar ve Ermenilere karşı seferleri devam etmiştir. Sultan, babasının almak için hazırlık yaptığı fakat ölümü ile yarım kalan Akka’nın fethini tamamladıktan sonra, Fırat nehrinin batısında olan Rumkale’yi sefere çıktı. Rumkale, Güneydoğu’da Ermenililerin elinde bulunan birkaç yerden biriydi. Buranın fethi ile stratejik bir nokta ele geçirilmiş olacak, Birecik şehrinin güvenliği sağlanacak ve bölgenin kontrolü Memlukların eline geçecekti.

       Sultanın komutasındaki Memluk ordusu 25 Nisan 1292’de sefer amacıyla Dımaşk’ta toplandı. Dımaşk, Halep, Kahire ve sahil bölgesinden toplanan askerlere sultan komutanlık yapmaktaydı. Bu sırada Rumkale tarafından gelen haberlerde Ermenilerin Müslüman ahaliye eziyet ve baskı yaptıkları görülüyordu. 5 Mayıs’ta Dımaşk’tan hareket eden Memluk ordusu 17 Mayıs’ta Halep’e ulaşmış ve 23 Mayıs’ta da buradan hareket ederek 27 Mayıs’ta Rumkale önlerine gelerek şehir kuşatma altına almıştır. Memluk sultanı Ermenilerin teslim olmasını istemiştir. Bu istek defalarca tekrar edildiği halde Ermeniler kabul etmemişlerdir. Ancak çaresiz kaldıklarında Katolikosu önlerine alarak sultandan merhamet dileyerek teslim olmuşlardır.

      28 Haziran 1292’de fethedilen Rumkale 33 günlük bir kuşatmadan sonra alınabilmiştir. Bu kadar askeri ve silah üstünlüğüne rağmen kuşatmanın bir aydan fazla sürmesi buranın ne kadar sağlam ve iyi korunduğunu göstermektedir. Sultan Rumkale’nin fethinden sonra, Halep’e dönmüş ve bir süre burada kaldıktan sonra, 6 Ağustos 1292 yılında yanında Ermeni patriği ve esirleri olduğu halde Dımaşk’a girmiştir. Ermeni esirler ve patrik Dımaşk’a getirilerek gözetim altına alınmıştır. Rumkale’nin düşmesinden sonra, Ermeniler katolikosluk merkezini Sis’e taşıyarak burada yeni birini patrik yapmışlardır. Bir süre esaret altında tutulan Rumkale Katolikosu Stepannos daha sonra serbest bırakılmıştır. Ancak kısa süre sonra vefat etmiştir. ] ([18])

M.S. 1298 - Moğol Ordusunun Suriye Seferine Katılan Ermeniler

       [1298 yılına kadar Ermenilerin elinde kalan Maraş, bu tarihte Memluk Sultanı Hüsameddin Lâçin tarafından yeniden fethedildi. Memluk Sultanı büyük bir ordu ile Ermenilerin üzerine yürümüştü. Bu sefere Mısır ile Suriye’nin ümera ve askerlerinin çoğunluğu katıldı. Memluk ordusunun Ermeniler üzerine sefer yaptığı haberini alan Sis hâkimi barış yapmak için elçi gönderdi. Ancak onun talebi kabul edilmedi. Amik ovasında toplanan Memluk ordusu, burada iki kola ayrılarak Ermenilerin üzerine yürüdü. Bir kol, Hama meliki Mansur, Emir Alemaddin Sencer ed- Devadari ve Şemseddin Aksungur Kertay komutasında bölümlere ayrılarak Ceyhan nehri boylarından Sis geçitlerine ulaştı. Diğer bir kol ise Emir Bedreddin Bektaş el- Fahri, Emir Hüsameddin Lâçin Üstaddar, Emir Bahaeddin Kara Arslan komutasında Bagras’tan geçerek İskenderun önlerine geldi. Buradan ilerleyen ordu Tel- Hamdun üzerine yürümüştü. 

       Bu arada kalede su sıkıntısı başlamıştı. Ermeniler kaleden üç defa yarma hareketi ile çıkmaya çalıştılar. Birinci çıkışta 200 erkek, 300 kadın ve 150 çocuk vardı. Askerler erkeleri katledip çocuk ve kadınları esir aldılar. İkinci çıkışta150 erkek, 200 kadın ve 75 çocuk çıktı. Bunların akıbeti de birinci defada olduğu gibi cereyan etti. Üçüncü defada da geri kalanlar kale dışına çıktılar. Böylece kalede savaşçılardan başka sivil insan kalmamıştı. Onların yanında ise su ve yiyecekleri kalmamıştı. Neticede Nuceyme kalesini savunan Ermeniler kaleden çıkarak yakında bulunan suya koşmaktaydılar. Askerler onları öldürmeye teşebbüs etselerde buna mani olunarak affedildiler. Böylece 1298 yılı Ağustos/ Eylül ayında Nuceyme kalesi fethedildi. Bu kalenin fethedilmesi sırasında Memluklar da önemli kayıplar verdiler. Nuceyme kalesi kuşatıldığı sırada, Hamus(Hummas), Hecer-i Şuğlan, Serfendigar, en- Nakire, Zencefere kalelerinin anahtarları Memluklara teslim edilerek buralarda yaşayan Eremeni ahalinin canı bağışlandı. Böylece 10 Ermeni kalesinin fethi tamamlanmış oldu. Emir- silah Bedredin bu kaleleri Dımaşk ümeralarından Seyfeddin Estemir Gürci’ye teslim etti. O buranın naipliğine atanmıştı. Ancak, bölgeye Moğolların geldiği haberi duyulunca bu naip buraya gelemedi. Bu kaleler boş kalınca bir süre sonra Ermeniler yeniden ele geçirdiler.

       Ancak Maraş şehri Türklerin elinden çıkmadı. Ermenilere vurulan bu ağır darbeden sonra, Ermeni hâkimi barış yapmak ve Memluklardan af dilemek gerekçesiyle elçi göndermiştir. Bu elçi kabul edilmiş ve Ermeni hâkiminin af dileği kabul edilmiştir. 1298 yılında, İstanbul’dan dönerken Kayseri yakınlarında yakalanıp gözlerine mil çekilen II. Hetum, üçüncü kez Ermenilerin başına geçti. Ermeniler, Memluklara karşı Moğollarla işbirliğine bu dönemde de devam ettiler. Anadolu’da Gazan Han’a karşı isyan eden Sülemiş adlı komutan Memluk sultanına sığınmıştı. Memluk sultanı Hüsameddin Lâçin, Halep Emiri Begtemur’u Süslemişle birlikte Anadolu’ya gönderdi. Ancak birleşik Moğol ve Ermeni ordusu Mısır ordusunu Maraş yakınlarında Akçaderbent’te karşılamış ve mağlup etmiştir. Halep naibi de öldürülmüştü. Ermenilerin Moğollara bu yardımını karşılıksız bırakmayan Gazan Han, Kudüs’ü Ermenilere vermiştir. Moğollar ve Ermeniler Memluklara karşı Suriye’de birlikte savaşmışlardır. Moğol ve müttefikleri Ermeniler Memluklara karşı kısmî başarılar kazanmalarına rağmen, Ermeni kaynakları bunları efsaneleştirirler. Onlara göre, Ermeni hâkimi II. Hetum, Memluk sultanı Muhammed b. Kalavun’u takip ederek Mısır’a kadar kovalamıştır. Ermeniler, Gazan zamanında Memluklulara karşı girişilen bütün seferlere iştirak ettiler. 1300–01 yıllarında Moğol ordusunun Suriye seferine katılan Kilikya Ermenileri Müslüman beldelerini yağmalamış, birçok kişiyi katletmiş ve esir almışlardı.] ([19])

M.S. 1304 - Ermeni hâkimi Memluklularla Baş Edemeyeceğini Anlayınca Barış İstedi

      [Ermenilerin Moğollarla ittifak yapıp Memluk şehirlerine saldırısının intikamını almak için Sultan en- Nasır Muhammed b. Kalavun, ordusunun Kilikya üzerine yürümesini emretmiştir.   Bu ordunun bir kısmı Kıfçak komutasında Malatya ve Rumkale tarafına, diğer bir kısmı da Karasungur komutasında Amanos dağlarını aşarak derbentlerden geçerek Tel- Hamdun’u kuşattı. Uzun bir kuşatmadan sonra 17 Haziran 1304 günü şehir teslim alındı. Çukurova’ya inen Memluk ordusu Ermenilerin altı baronu tarafından savunulan Tel-Hamdun şehrini kuşatarak teslim aldı. Bu baronlar, Ermeni hâkiminin sultana tavır almasına sebep olan kişilerdi. Bunlardan Müslüman olan Nucime kalesi sahibi Sarmak hariç beşi öldürüldü. Müslüman olan emire ise sultan izzeti ikramda bulunmuştur. Ermeni hâkimi Memluklarla baş edemeyeceğini anlayınca barış istedi. Memluk sultanı da barış teklifini uygun görünce, III. Leon, Ceyhan Irmağından Halep’e kadar olan yerleri Memluklara vermeyi kabul etmek zorunda kaldı. Geri kalan yerler ise kendinde kalacaktı. Böylece bu seferden de Memluk ordusu, başarılı şekilde 1304 yılı Ağustos’unda Mısır’a döndü.] ([20])

DEVAM EDECEK

[18] Doç. Dr. İlyas GÖKHAN-Memluk- Kilikya Ermeni Siyasî İlişkileri

[19] Doç. Dr. İlyas GÖKHAN- Memluk- Kilikya Ermeni Siyasî İlişkileri

[20] Doç. Dr. İlyas GÖKHAN- Memluk- Kilikya Ermeni Siyasî İlişkileri

 

Kenan Mutlu Gürses


Kenan Mutlu Gürses © 2011 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön