TARİH. AĞUSTOS AYI VE ERMENİLER (VI)

08 Ekim 2023


M[KMG1] .S. 1516 Büyük Selçuklu Devleti zamanında başlayan Türk-İslâm hâkimiyeti

      [Ayntâb yakınlarındaki Merzümân suyu kenarında Osmanlılar ordugâh kurunca, Memlûklülerin Ayntâb naibi Yunus Bey, Osmanlı hizmetine girdi. 20 AĞUSTOS 1516 tarihinde Yunus Bey’in kılavuzluğunda ilerleyen Sultan Selim, Ayntâb’a geldi. Bu suretle Ayntâb, Osmanlı idaresine geçmiş oldu.] ([24])

M.S. 1643 - 40 Thalaris Rüşvet

      [İstanbul elçiliklerinde tercümanlık yapan Ermeniler, ta 17. yüzyıldan beri bilinmektedirler. En eskisi Fransız Sefarethanesi'nde görevli tercüman Bağdasardır ki, 29 AĞUSTOS 1633 tarihinde, Roma'daki Propaganda Fide teşkilatına bir mektup göndererek, İstanbul Ermenilerinin, 40 Thalaris rüşvet verip Roma Kilisesi ile birleşmek temayülünde bulunduğu için Patrik Zakarya'nın (1640) görevine son verdiklerini yazmıştır. Rahip Kemahlı Krikor (1576–1643) ise onun Patrik Hovhannes Khul'u (1554–1634) aldattığını, Katolik mezhebine mensup ve Frenklerin tercümanı olduğunu, keza asılarak idam edildiğini kaydetmiştir.] ([25])

M.S. 1695 - Kömürciyan'ın Soyu

      [Eremya Çelebi'nin ataları, Doğudan Erzincan'ın Kemah bölgesine hicret etmişlerdir. Dedesi Sarkis, mezkûr şehrin Hocayents köyündendir. Eremya Çelebi'ye göre, Celâli isyanları zamanında batıya sığınmak mecburiyetinde kalmıştır. Hrand Der-Andreasyan'a (1892–1978) göre, 1590'da Gelibolu'da vefat etmiştir. Eskiden, araştırmacı ve kitapçı Bimen Zartaryan'a (18801956) ait olan ve halen şahsi arşivimizde bulunan, Kömürciyan soyunun bilinmeyen yazma bir şeceresine göre, Sarkis'in oğlu Nahabed 1600'de Gelibolu'ya göç etmiş ve 1612'de orada ölmüştür. Zevcesi Huğita ise 29 Aralık 1655'te İstanbul'un Balat semtinde vefat etmiştir. Bu bilgiler şimdiye kadar meçhuldü.

     Îşbu ailenin iki erkek ve üç kızı dünyaya gelmiştir. Birincisi Papaz Mardiros, elimizdeki şecereye göre 1608'de doğup, 1681 yılı Ocak ayında vefat etmiştir. 1639'da ruhani hayata atılmıştır. Hisardibi'ndeki Surp Sarkis Kilisesi'nde görevde bulunmuştur. Zevcesi Huğita ise 1663'te ölmüştür. Üç erkek ve bir kız evlatları olmuştur. Büyüğü Eremya Çelebi'dir. Îkincisi Kevork, 1639'da doğup 16 AĞUSTOS 1703'te vefat etmiştir. 12 Mart 1682'de papaz takdis olunarak Mardiros adını almıştır. Üçüncüsü Papaz Gomidas, 22 Nisan 1656'da doğup 25 Ekim 1707'de şehit olmuştur. Zevcesinin adı Huri'dir. İkisi erkek, beşi kız, yedi evlatları dünyaya gelmiştir. Birincisi Nahabed, 1707'de Roma'da ölmüştür. Diğerlerinin adları Soğome, Tartipça, Hovhannes, Maryane, Hıripsime ve Ağavni'dir. Bunlardan Hovhannes Kömürciyan, İspanya'nın İstanbul Sefarethanesi'nin baş tercümanı olmuştur. Büyük oğlu Bedros, 1772'de Viyana'da ölmüştür. İkinci oğlu Kozmass Gomidas (1749-?) da İspanya'nın İstanbul Elçiliği'nin baş tercümanlığını ifa etmiştir. İtalyanca çok kıymetli iki eser bırakmıştır. Birincisi, Descrizione Topografica di Costantinopoli (İstanbul'un Topografik Tasviri) 1794'te Bassano'da Primi Principi della Grammatica Turca (Türkçe Gramerin İlk Kaideleri) ise aynı yıl Roma'da basılmıştır. Hıripsime adında bir kızı ile Hovhannes, Hovsep ve Andon isminde üç oğlu doğmuştur. Kardeşi Boğos ise 1803'te Messina'da ölmüştür.

      Eremya Çelebi'nin pederi Papaz Mardiros Kömürciyan'ın Horen adında bir kardeşi ile Aşkhen, Sofya ve Kayane adında üç kız kardeşi bilinmektedir. Eremya Çelebi'nin ise 1700'den sonra vefat eden Yeranik veya İrene adında bir kardeşi vardır.

      (…) Eremya Çelebi 12 veya 13 Mayıs 1637'de İstanbul'un Vlanga (Langa) yahut Yenikapı semtinde doğmuştur. Gençliği hakkındaki bilgilerimiz mahduttur. Küçük yaşta bir müddet, velisi ve annesinin dayısı, iaşe ve un müteahhidi, Eğin'in (Bugün Kemaliye) NAVRER veya NARVER köyünden Hacı Ampagum'un (1598–1658) yanında çalışmışsa da, bu işten çabuk bezmiştir. Müteakiben, kendisini okumaya hasrederek, Hisardibi'ndeki Surp Sarkis Kilisesi'nin papazlarından Der-Hovhannes'in talebesi olmuştur. () 15 Temmuz 1695 tarihinde vefat etmiştir. ()

      Noradunkyanlar, dal budak sarmış, yaklaşık iki asırlık büyük bir ailedir. Asılları Divrik'in (bugünkü yazılışla Divriği) veya Eğin'in KESME (Ermenice GASMA) köyündendir. İşbu sülale hakkında 1952 sıralarında, rahmetli Toros Azadyan'ın (18931955) Eğin monografisi için, Ermenice etraflı bir yazı hazırladıysak da, müellifin ölümü sebebiyle neşredilmedi.] ([26])

M.S. 1719 - Ermenistan Sınırlarının Belirlenmesi ve Genişletilme Çalışmalarında

      Ancak, Krimyan’ın bu müracaatı Osmanlı Devleti’nin Islahat Projesi’ni kabul etmesinden önce olduğuna dikkat edilirse, bu seyahatin Islahat Projesi’nin kabul ve tasdik edilmesi sürecine etkili olduğu veya olmuş olabileceğini kabul etmek gerekir. 29 AĞUSTOS 1894 yılındaki Sasun Ermeni olayları üzerine, İngiltere, Fransa ve Rusya hükümetleri Osmanlı yönetimine Ermeniler lehine ıslahat için müracaat etmişlerdi. Esasında, bu üç devletin İstanbul’daki elçileri, Eçmiyazin Katogigosluğu ile aynı yönde hareket eden Patrik İzmirliyan’nın idaresindeki İstanbul Gregoryan Ermeni Patrikhanesi tarafından verilen esaslara istinaden, Erzurum, Bitlis, Van, Sivas, Diyarbakır ve Harput için bir Islahat Projesi ve Memorandumu’nu hazırlamışlardı.

      Osmanlı Hükümeti’nin savaş için seferberlik ilan etmesinden sonra Katogigos Kevork, Rus Çarı’na iletilmek üzere Kafkas Genel valisi Woronzoff Dachkof ’a 5 AĞUSTOS 1914 tarihli bir mektub göndererek isteklerini şu şekilde anlatmıştı: “Anadoluda’ki altı Ermeni vilayetinden bölünmez bir Ermenistan bölgesi meydana getirilmeli, bu bölgenin başına Bab-ı Aliden bağımsız, Rusya tarafından seçilmiş, yüksek rütbeli Hıristiyan biri atanmalı, ıslahatın uygulanmasının kontrolü sadece Rusya’ya ait olmalıdır. Böyle bir yönetim sisteminin teşkili ancak savaş bitişi ile mümkündür. Ama Türkiye seferberlik ilan etmiştir. Ermenilerin emniyeti için Çarlık, Türk hükümetinden Ermenilerin can ve mal güvenliğini sağlayacak lüzumlu tedbirler almasını ve daha önce kabul edilen anlaşma ile getirilmesi öngörülen reformların uygulanması için komiserlerin vazife yerlerine gönderilmesini istemelidir. Yüksek şahsınızdan, İmparator hazretlerine benim ve Rusya’daki cemaatim adına sadık tebalarının sadakat duygularını Türkiye Ermenilerinin içten bağlılıklarını sunmanızı rica ederim” Buna karşı Kafkas Genel Valisi’nin Katogigos’a verdiği 2 Eylül 1914 tarihli cevabı ise şöyledir: “Rus Hükümeti hiçbir durumda ve hiçbir şart altında Türkiye’deki Ermeni vilayetlerine reformların ilk projeye göre ve özellikle Rusya’nın kontrolü altında yapılması fikrinden fedakârlık yapmayacaktır. Ermenilerin ülkemizdeki ve sınırın öbür tarafındaki hareketlerinin, idarenin istediği zamanda bizim işaretimize uygun olması lüzumludur. Ermeniler arasında Türkiye’de şu an her hangi bir isyanın çıkması tehlikelidir ve arzu da edilmez. Türkiye’nin kendisinin savaşa sebebiyet vermesi, bizim tarafımızdan yapılan herhangi bir hareketle savaş çıkmaması arzu edilir. Cemaatiniz üzerindeki tesirinizi, Ermenilerimizin sınırın öte tarafındaki Ermenilerle birlikte, Türkiye’nin şimdiki belirsiz durumunda olduğu gibi gelecekte de, Rus-Türk savaşı zamanında, zamanın ve hayatın şartlarına göre önemli ve gerekli görülecek ve uygulanması istenecek hizmet ve vazifeler yerine getirmek için kullanınız”. 

     I. Eçmiyazin Katogigosluğu tarafından görevlendirilen ve Türkiye Ermenilerini temsil ettiği kabul edilen Bogos Nubar, Haziran 1920’ye kadar bu görevini sürdürmüş ve sağlık sebepleri ile istifa etmişti. Uzun görüşmeler sonunda hazırlanan, 10 AĞUSTOS 1920 tarihinde Osmanlı temsilcilerine imzalatılan Sevr Anlaşması ile denizden denize olmasa da, oldukça geniş bir alan Ermenilere bırakılmıştı. Kars, Ardahan ile Van, Erzurum ve Trabzon eyaletlerini içine alan geniş bir bir bölge Ermenilere masa başında teslim edilmek istenmişti. Bu gelişmeleri dikkatle izleyen Ankara Hükümeti, Erenilerin harekete başlamalarına fırsat vermeden hazırlıklara başlamış ve 28 Eylül’de Sarıkamış üzerinden harekete başlanmıştı. Kazım Karabekir Paşa’nın yönettiği savaş başarılı bir şekilde tamamlanmış ve Gümrü Anlaşması ile Kars ve Ardahan bölgesi kurtarılmıştı. Böylece Sevr Antlaşması’nın Ermenilerle ilgili hükümlerinin uygulanamayacağı dünyaya gösterilmişti. Bu anlaşma Mart 1921 tarihli Moskova Anlaşması ile de daha sağlam bir şekle dönüştürülmüştü. ([27])

DEVAM EDECEK


[24] Prof. Dr. Bilgehan PAMUK- XVI. Asırda Ayntâb Şehri ve Ermeniler

[25] Kevork Pamukciyan Ermeni Kaynaklarından Tarihe Katkılar-III, Zamanlar, Mekânlar, İnsanlar, s. 63

[26] Kevork Pamukciyan, Ermeni Kaynaklarından Tarihe Katkılar-III, Zamanlar, Mekânlar, İnsanlar, s, 1-2-3- 

[27] Prof. Dr. Ali ARSLAN- Büyük Güçlerin Ermeni Kilisesine Nüfuzu

 

Kenan Mutlu Gürses


Kenan Mutlu Gürses © 2011 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön