TARİH, AĞUSTOS AYI ve ERMENİLER (XXIII) (SON BÖLÜM)

21 Şubat 2024



 
M.S. 29 AĞUSTOS 1919 - İSVIÇRELI MADMAVEZEL EŞTOKI ILE SUŞEHRI AHALISINDEN KIRKOR BOGOSYAN'DAN OLUŞAN İSVIÇRE MISYON HEYETININ MAKSATLARININ SIVAS'TAKI MÜESSESEYI ELLI-ALTMIŞ KADAR ERMENI ÇOCUKLA BIRLIKTE ERZINCAN'A TAŞIMAK OLDUĞU
      [BABIALİ
      Dâhiliye Nezareti
      Kalem-i Mahsus
      7634
      1477
      Hariciye Nezaret-i canib-i âlisine
      Maruz-ı çaker-i kemineleridir
      24 Ağustos sene 1335 tarihli ve 1450/7531 numaralı tezkire-i acizleriye zeyildir. Bu kere Erzincan'a vasıl olan İsviçre misyon heyetinin İsviçreli Madmavezel Eştoki ile Suşehri ahalisinden Kirkor Bogosyan'dan mürekkep olduğu ve maksatlarının Sivas'taki müesseseyi elli-altmış kadar Ermeni etfaliyle beraber Erzincan'a nakil eylemekten ibaret bulunduğu anlaşıldığı ve ellerinde bir vesika olmamasına binaen bu babdaki müracaatlarına resmen cevap verilemeyeceği bildirilmekle beraber istila senelerinde bir çok Ermeni mezalimine giriftar olan bu muhitte böyle bir müessese küşat edip hariçten Ermeni çocukları celp ve iskan etmeye ahalinin efkâr ve ihtisasatı müsaid olmadığı ifade eylediği ve kendileri bir gece yattıktan ve ertesi günü Ermeni Mahallesi'ni dolaştıktan sonra Sivas'a avdet eyledikleri Erzincan Mutasarrıflığı'ndan bildirilmiş olmağla ol babda emr ü ferman  hazret-i veliyyü'l-emrindir. Fî 29 Ağustos 1335  Nazır  (121)

M.S. 1919 - "ERMENISTAN'A GÖNDERILEN AMERIKAN ASKERI KOMISYONU"
      [ "Eylül-Ekim 1919"
      "Heyet, ziyaret ettiği bölgelerde yapacağı incelemelerin manevî etkisini daima göz önünde tutmuştur. Fransa'dan Kafkasya'ya hareketten önce eski Türkiye ve Rusya hudutlarında özellikle Türk ordusunun yaptığı akınlar hakkında çok feci raporlar alınmıştı.
Fakat 5 Ağustos'ta sabah saat ona doğru Mihran Damadyan, siyasî durumunu unutarak, yanında, memlekete yabancı olan ve dört Ermeni komitesinin reislerinden on kadar Ermeni ile birlikte doğruca valinin odasına girerek oraya yerleşmiş ve kendisinin Fransız himayesinde bulunan Kilikya'nın valisi ilân etmişti. Ermeni mahallesi de dâhil olduğu halk bu harekete karşı ilgisiz kalmıştı. Elli kadar güvenilir adamı, hükûmet binasını ve koridorlarını koruyorlardı.
      Albay Bremond bunu haber alır almaz, telefonu kestirerek Damadyan'a bu gülünç oyunu durdurmasını bildirdi. Damadyan, kendisinin oradan ancak zorla çıkarılabileceği karşılığını verince, Albay Bremond, derhal valiliğe gitti ve süngülü bir kıta ile valinin odasına girince, Ermeniler derhal hükûmet konağını terk ettiler.
      Bu üzücü olay valinin makamına geçirilmesiyle sona erdi" diyor.
      Bu hareketin sebepleri hakkında aynı raporda:
      O gün Damadyan'ın masası üzerinde Beyrut'ta Malezyan ya da Maloyan adında bir Ermeni tarafından gönderilmiş bir mektup bulunduğu ve bu mektupta: "Sözü dinlenir bir şahsı gördüm. Ne yapamaklığımız gerektiğini ve bize ne tavsiye edeceğini kendisinden sordum. Gülmeye başladı ve karşılık vermeyerek: " d'Annunzio, Venizelos ve Mustafa Kemal" adlarını yazdı" sözleri olduğu ve bu üzücü hareketin bu mektubun verdiği ilhamla yapıldığı temin olunuyordu" denilmektedir.] (122)

M.S. 1919 - Dâhiliye Nezareti teşkilat-ı milliye vesaireye nihayet verilmesi tamim ile " Millet gık demeyecek" demek istetiyor. Aynı günde Erzurum'daki İngilizler de tehdit makamında hududun ötesine çekiliyor. Behey! Milletsiz Padişah! Ve ey vaziyeti o kadar sarih yazmaklığıma rağmen sâir fi'l-menam gibi uykuda iş gören hükûmet! Siz bu gidişle mehîp bir çığ gibi büyüyen milli teşkilatın altında uyanmadan ademe gideceksiniz, haberiniz olsun!...

1 Ağustos 1919
Ermeni çetelerinin köylerde, Müslümanlara yaptıkları soykırımla ilgili bilgiler ve Müslümanların uğradığı zarar ve ziyanın cetvelleri. BOA. HR. SYS. HU. 136, 1919 VII 29

18 Ağustos 1919
“Bogos Nubar’ın Bir Telgrafnamesi” başlıklı yazı. İkdam

20 Ağustos 1919
“Amerikan Heyetleri” başlıklı yazı. İkdam

21 Ağustos 1919 
“Amerika’nın Türkiye’ye Yardımı Hakkında Bir Rapor” başlıklı yazı. İkdam

24 Ağustos 1919
“Ermenistan Amerika Heyet-i Mahsusası” ve “Sapancalı Hakkı Bey’in Muhakemesi” başlıklı yazılar. İkdam

26 Ağustos 1919
Ermeni Taşnak Cemiyeti’nin; Sarıkamış, Iğdır, Revan ve Aras bölgelerinde Müslümanları yok etmeye karar verdiği, her türlü zulüm ve soykırımın yapıldığı; bunun Ermeni Hükûmeti’nce de desteklenmesi yüzünden yaygınlaştığı ve dolayısıyla Müslümanların da karşı koyma mecburiyetinde kaldığı. ATBD, sayı 85, b. 2044

28 Ağustos 1919
“Miralay Haskel’in Ermenistan’daki Faaliyeti” ve “Kudüs Ermeni Patrikliği” başlıklı yazılar. İkdam

29 Ağustos 1919
“General Harbord’ın Muvasalatı” başlıklı yazı İkdam

4 Ağustos 1920
“Anadolu’daki Ermeniler” başlıklı yazı. Vakit

5 Ağustos 1920
“Ermenistan Hududu” başlıklı yazı. Vakit

M.S. 1920 - BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI: TEHCİR VE “NEMESİS” İNTİKAM 
OPERASYONLARI
      [XX. Yüzyılın başlarında karmaşık uluslararası ortamda Ermeni sorunu Balkan sorunu ile birlikte Osmanlı için ciddi bir problem olarak kalmaktaydı. Balkan Savaşları (8 Ekim 1912-29 Eylül 1913) sonucunda Bulgaristan Krallığı, Sırbistan Krallığı, Yunanistan Krallığı ve Karadağ Krallığı bağımsızlıklarını elde etmiştir. Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşadığı bu uğursuzluk Ermenileri de bağımsızlık mücadelesinde umutlandırmış ve silahlı eylemlere öncelik tanımışlardır. Ancak Balkanların bağımsızlığından farklı olarak Ermeniler Anadolu topraklarında bağımsızlık talep ediyorlardı. Bu Osmanlı açısından olduğu kadar Ermeniler açısından oldukça ciddi problemdi. Osmanlı bir şekilde Avrupa kıtasında toprak kaybını kabullenebilirdi ama Anadolu'da toprak kaybetmek devletin bekası açısından hayat-memat konusuydu.
      Bu dönemde silahlı eylemlerle Avrupa devletlerinin dikkatini çekmeyi başaran Ermeni komite ve siyasi partileri Osmanlı Devleti karşısında daha ciddi talepler koymuştur. 1893-1896 yıllarında İstanbul'da Ovanes Yusufyan'ın liderliğinde kurulan gizli silahlı örgüt Artaşes Serengulyan (Zarmayr), Arşak Varamyan (Vagan), Vahan Tatevyan ve başka devrimcilerin katılmasıyla daha da güçlenmiştir. 14 Ağustos 1896 da Papken Syuni liderliğinde Osmanlı Bankası'na saldıran 26 silahlı Ermeni Rusya Büyükelçisi temsilcisi Maksimov'un arabuluculuğu ile Bankadan çıkarılmış ve ertesi gün Fransız gemisi “Jiront”la Marsel'e götürülmüştür. Osmanlı'nın Banka baskınına katılanları cezalandıramadığını gören Ermeniler, daha da cesaretlenmiş ve faaliyet alanlarını genişletmişlerdir. Ağustos ayında İstanbul'da Ermenilerin yaşadıkları mahallede 13 saat devam eden silahlı isyanın başlamasıyla Rusya, İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı'ya baskıları daha da artmıştır.
      Ermenilerin 1894'de başlayan isyanları Osmanlı'yı oldukça zor duruma düşürmüş, Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması ise olayların seyrini tamamen değiştirmiştir. Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması Taşnakları seçim karşısında koymuştur; ya Osmanlı'ya bağlı kalarak Hükümetin yanında olacaklar, ya da Rusya ile işbirliği yaparak hedefleri olan bağımsızlığı almak için Osmanlı'ya karşı savaşacaklardı. Taşnaklar Temmuz 1914'te yaptıkları kurultay da Rusların yanında olmayacakları hakkında karar almış, ancak daha sonra Osmanlı Birinci Dünya Savaşı'na girmeden Parti'nin Doğu Bürosu Batı Ermenistan'da Ermenilerin “yok edilme tehlikesi” ile karşı karşıya kaldığını iddia ederek ikinci yolu seçerek Ruslarla birlikte Osmanlı'ya karşı savaşmak için silahlı birlikler kurmuşlar, Savaş başladığı zaman Zeytun Ermenileri hükümete itaat etmemiş ve vergi ödememişlerdir.. Ermeniler, hükümetten kumandan ve subayları kendilerinden olmak üzere “Zeytun Fedai Alayı” adıyla bölgelerini muhafaza etmek için bir milis teşkilatının kurulmasına izin istemiş, ancak olumlu cevap almayınca, 30 Ağustos 1914'de silahlı isyana başlamışlardır. Zeytun İsyanı'nın ardından Kayseri, Bitlis, Erzurum, Mamuratil Aziz, Diyarbakır, Sivas, Trabzon, Ankara, Adana ve Halep Ermenileri de ayaklanmıştır.
      Doğu cephesinde Rus askerlerinin başarılı olması, cephe arkasında Ermeni silahlı birliklerinin ordunun ikmal yollarını kesmesi, sivil halka karşı katliamlar yapması ve Ermeni silahlı birliklerinin Rus askerleri ile birlikte savaşması Rus işgali altında kalan eyaletlerde sivil halkın durumunu olumsuz etkilemiştir. Bölgede Ermeniler için ciddi problem olan nüfus dağılımı kendi lehlerine deyişmek için Ermeni silahlı birlikleri Türklere ve Kürtlere karşı katliamlar yapmıştır.
      Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasını fırsat bilen Eçmiadzin Katogikosu Rus Çarı'na gitmiş ve 8-13 Haziran 1913'te Osmanlı Devleti'ne sundukları mektubun aynısını Çar'a taktim etmiştir. Osmanlı ile savaş durumunda olan Rusya, Ermenilerin bu tutumundan memnun olmuş ve Ermenilerden İngiltere ve Fransa Büyükelçilikleri ile görüşmüş, Ermeni halkının siyasi mücadelesinde onlardan maddi ve siyasi destek istemiştir.
      Ermeni silahlı birlikleri Doğru Cephesi'nde Rus ordusu ile işbirliği yapmış sivil halka karşı katliamlar, terör eylemleri düzenlemiş ülke genelinde isyan çıkarmış, iç ve dış güvenliği ciddi şekilde tehtid etmişlerdir. Bu durum karşısında Osmanlı Hükümeti 24 Nisan 1915'de Ermenilerin daha çok etkili olduğu 14 valilik ve 10 mutasarrıflığı Ermeni komite ve derneklerinin kapatılması ve liderlerinin tutuklanması hakkında talimat göndermiştir. Bazı kaynalarda bu talimatın gönderilmesinde Alman Genelkurmayı'nın da etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bu talimattan sonra 2345 Ermeni komiteci tutuklanmıştır. Ancak Ermenilerin devlete karşı eylemlerinin kontrol altına alınamaması üzerine Hükümet, 27 Mayıs 1915'te Tehcir Kanunu olarak “Vakt-ı Seferde İcraat-ı Hükümete karşı gelenler için cihet-i askeriyece ittihaz olunacak tedabir hakkında kanun-ı muvakkat” adlı dört maddelik geçici sevk ve iskan kanunu çıkarmıştır. Bu kanun gereğince Doğu Cephesi'nde bulunan Ermenilerin Ruslarla işbirliğinin engelenmesi ve sivil halkın güvenliğinin temin edilmesi amacıyla Ermeniler geçici olarak başka bölgelere göç ettirilmiştir.
      Ermeniler, Rusların Doğu Cephesi'nde ki başarılarından daha da ruhlanarak Eylül 1914'te dört silahlı grup oluşturmuştur. Birinci 1500, diğerlerinde 400 silahlı olan bu gruplar Osmanlı sınırlarını tarihlerinde 4500 silahlı gönüllü olarak Rus ordusuna katılmıştır. Bu silahlı gruplar Taşnak Bürosu'na bağlı olmuştur. Hınçak Partisi liderliğinde 600 silahlıdan oluşan grup diğerleri gibi Rus ordusu ile beraber Türklere karşı savaşmıştır. Taşnakların silahlı gruplarına İşhan Argutyan, Adranik Ozanyan, Keri, Amazasp ve Dro komutanlık yapmıştır. Aralık 1915'te gönüllü birlikler lağv edilerek piyade taburları kurulmuştur. Bu deyişiklikten sonra toplam sayıları 8 bin olan gönüllülerden 3176'sı taburda kalmaya karar vermiş, diğerleri geri dönmüştür. Durum böyle olunca, Fransa Kafkasya'dan geri gelen gönüllüleri “Doğu Lejionu'nu oluşturmak için Kıbrıs'ta Pogos Nubar Paşa komutasında bir araya getirmiş, daha sonra Doğu Lejionu Kilikya'da Osmanlı'ya karşı savaşmıştır.
      3 Mart 1918'de Brest Litovsk Antlaşması'nın imzalanması ile Ermeniler doğuda ve Kafkasya'da siyasi ve askeri bakımdan ciddi şekilde zayıflamıştır. Ancak Taşnaklar Rus ordusunda bulunan 80.000 Ermeni askeri, Osmanlı'da ve Kafkasya'da 80.000 Ermeni silahlıları bir araya getirilerek 160 binlik bir ordu kurmuştur. Temmuz ayında Osmanlı cephesinde 6 Ermeni alayı, Ekim'de ise iki tümen bulunuyordu. Kafkasya Baş Kumandanı'nın 136 No'lu emri ile 13 Aralık 1917'de General Tovmas Gazarbekyan'ın komutasında Ermeni kolordusu kurulmuştur. 
      Ermeni Milli Şurası'nın Rusya Savunma Bakanı Donskoy'a müracaatından sonra Dro özel komiser, Sarkis Manasyan ise Gazarbekyan'ın yardımcısı olarak atanmıştır. Daha sonra Andranik'in silahlı birliği de bu kolorduya katılmıştır. 
      1917 yılı sonunda General Nazarbekyan Kolordu Komutanı, General Vışinski Genelkurmay Başkanı, General Aramyan 4 alaydan oluşan Birinci Tümen Komutanı, Albay Silikyan 4 alaydan oluşan İkinci Tümen Komutanı, Albay Gorgaryan 2 alaydan oluşan süvari Tugay Komutanı görevine getirilmiştir. Batı Ermenistan tümeni ise Erzurum ve Erzincan alayı, Knus ve Karakilise alayı, Van ve Zeytun alaylarından oluşmaktaydı. Bu ordu birlikleri 1917-1920 yılları arasında Osmanlı'ya karşı savaşmıştır. (123)

M.S. 1920 - ERMENİ YURDU KİLİKYA
      [Mekke prensi ve Îttifak’ın müttefikleri ile Îngilizler arasında geçen gizli anlaşmalar, Bolşevikler tarafından ortaya çıkarılır. Çözümsüz uyuşmazlıklar sergiledikleri aşikârdır. Gerçekten de Büyük Britanya Doğu’daki savaşa bütün gücüyle yüklenmiştir ve ateşkes zamanında, Ortadoğu’ya yaklaşık 1 milyon adam yerleştirir.
Robert de Caix, Beyrut’ta Türk ulusalcılarla bir araya gelir. 30 Mayıs’ta bir ateşkes imzalanır. Sis’in tahliyesi ve Ermeni mahallesinin Fransız kampı hariç, Antep’in Türklere verilmesini uygun görür. Ateşkes Fransız pozisyonunu zayıflatır. Kısa sürer ve çatışmalar 18 Haziran’da tekrar başlar. Doğu topraklarında genel bir ayaklanma hâkimdir. Antep tekrar kuşatılır ve ardından kurtulur. Sıraları gelince kente kapanan Türk ulusalcıları olur. Kilikya’da saldırılar ikiye katlanır ve Fransız komutası Adana ve Mersin’i korumak için Amanos Dağları karakollarını boşaltmak zorundadır. Bu tahliyeler Adana’da durumu daha da istikrarsız kılar. Kent temmuz da kuşatılır. Bütün Ermenistan’ın Adana’da ki temsilcisi Mihran Damadyan, 4 Ağustos’ta Kilikya’nın bağımsızlığını ilan eder ve Fransız idaresinin çabucak son verdiği bir maskaralık, Fransız mandası altında vali unvanıyla donanır. Aslında her şey Barış Konferansı’nda sonuca bağlanır.
      Sevr Antlaşması
      Bu antlaşmanın ilk taslakları Londra’da planlandı ve kararlar San Remo’da alındı.
Antlaşmanın şartları Babıâli’ye, yani ikinci Damat Ferit hükümetine 11 Mayıs’ta bildirildi. Lloyd George, Millerand ve Nitti, San Remo’da Trabzon, Van, Bitlis ve Erzurum illerinin bir kısmını içine alan bir Ermenistan Devleti kurmaya karar vermişti. Bu komisyon, geleceğin Ermeni Devleti’nin batı sınırlarını çizmekle görevlendirilmişti. Osmanlı Împaratorluğu, Ceyhan’ın doğusunda Adana ve Mersin’le Kilikya’yı ve Maraş ve Diyarbakır bölgelerini geri alacaktı. Sultan ve yönetimi bu antlaşmayı çabucak imzalamakta kararlıydı. 22 Temmuz’da çağrılan Yüce Divan, Yüksek Konsey tarafından dayatılan koşulları kabul etti. Küçütülmüş bir Osmanlı heyeti Paris’e gitti ve 10 Ağustos 1920’de Sevres binasının onur salonunda, bir tarafta beş belli başlı müttefik güç ile öteki dokuz müttefik güç – 19 Ocak 1920’de Yüksek Konsey tarafından de facto tanınan Ermenistan dahil olmak üzere- diğer tarafta “Türkiye” olarak tanımlanan Îstanbul idaresi arasında bir barış antlaşması imzalandı.
      Sevr Antlaşması 433 maddelik hukuki bir anıttır. Türkiye’nin Asya ve Avrupa’daki sınırlarını belirler. Osmanlı Împaratorluğu’nun avatarı olan bu devlete, Îstanbul ve Boğazlar gibi yalnızca Anadolu’nun bir kısmını bırakırken Kilikya’nın ve doğu topraklarının büyük bir kısmını Suriye’ye bırakır. Antlaşma 88. Maddeyle bir Ermeni Devleti’nin bağımsızlığı ve egemenliğini kabul eder. Türkiye ve Ermenistan, 89. Maddeyle iki ülke arasında sınır çizgisini Başkan Wilson’un hakemliğine bırakmayı kabul eder. Antlaşmanın öteki şartları azınlıkların korunmasına yöneliktir. Yedinci kısım (226 ila 230. Maddeler) “yasalara ve savaş kurallarına aykırı eylemler gerçekleştirmiş olmakla suçlanan kişilere” (madde 226) karşı yaptırımları içerir. 230. Madde, 1 Ağustos 1914 tarihinden sonra Milletler Cemiyeti aracılığıyla Osmanlı Împaratorluğu topraklarında gerçekleşen katliamların sorumlularını yargılamaya yetkili bir mahkemenin oluşturulmasını tasarlar; bu insanlığa karşı işlenen suçlar konusunda gelecek mevzuatları başlatır.
      1920 Mayıs’ında Kemalistlerle imzalanan ateşkesin ardından Kilikya Fransız birliklerinin bir kısmı Lübnan’a gönderilir ve Suriye Fransız müfrezesini takviye eder. Ermeni Lejyonu 1 Eylül 1920’de dağılır. 1919’un başında 4.100’ken, 650 kişiye düşecektir. Fransız hükümeti, San Remo’da kendisine verilen mandayı askeri bakımdan Suriye’ye dayatmaya hazırlanır. Faysal boyun eğmeyi reddettiğinden, Suriye ordusu 24 Temmuz’da Maysalun’da Fransız birlikleriyle karşı karşıya gelmiştir. Bozguna uğratılır ve Fransız ordusu, Emir Faysal’ın Suriye’yi kesin olarak terk ettiği sırada, 27 Temmuz’da Şam’a girer. Sevr Antlaşması’nın imzalanması sırasında, böylelikle Fransa Suriye’yi idari anlamda örgütlemekte ve 24 Ağustos 1920’de Büyük Lübnan Devleti’ni ilan etmekte tamamen özgürdür. Antlaşmayla ikiye bölünen Kilikya’ya ilişkin maddelere de saygı gösterir. Albay Bremond’un yerini idari denetim sorumlusu olarak Yarbay Capitrel alır ve Komutan Dufieux sivil ve askeri hizmetleri üstlenir.
      Sevr Antlaşmas’nın imzalanması Îstanbul’dan Ankara’ya varıncaya kadar bütün Türkiye’de bir protesto dalgası başlatır. Îstanbul hükümeti bütün inandırıcılığını yitirir. Bu antlaşma ne Türkiye ne de Fransa tarafından asla onaylanmış olmayacaktır. Ankara Büyük Millet Meclisi  Sevr diktasını reddeder. Nisan 1920 ve Babıâli’yle kopuştan itibaren, Kemalistlerin Türkiye’deki durumu Yunan ordusu ve sultanın Anadolu’da kışkırttığı isyanlar yüzünden tehdit altındayken, Sevr Antlaşması’nın imzalanması ulusalcı hükümete durumu tersine çevirme izni verir. O gün bu gündür bu hükümet Türkiye adına konuşur.
      Fransızların Kilikya’dan Çekilmesi
      Barış Konferansı Ermenistan’da bir manda ilkesine uygundu. Tümgeneral Karbord tarafından idare edilen bir komisyon 1919 yazı esnasında, Kemal’le buluşacağı Türk Ermenistan’ına ve Jön Türk idaresinin bütün sorumluluğu konusunda karar vermesini mümkün kılan 1915 katliamlarını delillerini topladığı Transkafkasya’ya gönderilir. Kasım 1919’da Birleşik Devletler tarafından gönderilen Harbord Komisyonu’nun sunduğu rapor bir Amerikan mandasının benimsenmesi yönündedir. (124)

M.S. 27 TEMMUZ 1920 - DUYURULAR KONFERANSLAR
      [Mondros Mütarekesini müteakiben İstanbul'u işgal eden İtilâf Devletleri, 1. Dünya Savaşı sırasında iktidarda bulunan İttihat ve Terakki mensuplarını, İngiliz esirlerine kötü davranışlarda bulunmak ve Ermeniler hakkında sevk kararı alıp onlara “katliâm” yapmak “suçlarından” cezalandırılmalarını istemişlerdir1. İşgal ortamında iktidara gelen mütareke hükûmetleri de bu fiilî baskılar karşısında çaresiz kalmış, iç dinamiklerin de devreye girmesiyle, Divân-ı Harb-i Örfî mahkemelerini kurmuşlardır 2. Böylece İttihatçıların yargılamaları hususu, bu hükümetler için acil, çözülmesi gereken ilk öncelikli bir problem olarak karşılarına çıkarılmıştır. Bu arada, İttihat ve Terakkinin son sadrazamı olan Talat Paşa'nın istifasından sonra 13 Ekim 1918 tarihinde iktidara gelen Ahmet İzzet Paşa hükûmeti, I. Dünya Savaşı içinde güvenlik amacıyla sevk edilen Ermenilerin geri dönüşüne izin verdi. Ayrıca, gelecek Ermeniler konusunda her türlü tedbiri almak suretiyle, onların mağdur olmalarının da önüne geçti. Alınan bu kararlar, Ermeniler arasında sevinç meydana getirmiş, bizzat Ermeni Patriği, Adliye ve Mezâhib Nezaretin'ne gönderdiği bir arzuhal ilehükümete teşekkür etmiştir. 
      Urfa Mutasarrıfı Nusret Beyin Yargılanması
      Nusret Bey'in yargılanmasına 16 Mart 1920 tarihinde başlanmıştır. Duruşmalar gizli olduğu için kaç celse yapıldığı tam olarak belli değildir. Bu konudaki hüküm ilk önce 4 Temmuz 1920 tarihinde verilmiş ve buna göre Nusret Bey'e 15 sene kürek cezasına çarptırılmıştır. Fakat Nusret Bey'i mutlaka idam etmek isteyen reis Nemrut Mustafa Paşa, mevcut üyelerden birini azletmek ve yeni birtakım yalancı şahitler dinlemek suretiyle idam kararı verilmesini sağlamış ve 5 Ağustos 1920 tarihinde de bu hüküm infaz edilmiştir.
      Aynı davada, Teşkilât-ı Mahsûsa reislerinden “Pire Mehmet” ismiyle anılan ve mülâzımlıktan ihraç edilmiş olan Erzurumlu Mehmet Necati de firarda olduğu için gıyaben yargılanmış ve o da idam cezasına çarptırılmıştır. (125)

M.S. 27 TEMMUZ 1920 - ERZİNCAN DAVASI KARARI
      [Sanıklar: 
      1. Memduh bin Tayyar, 44 yaşında, Muğla doğumlu, halen Malta'da sürgün, Erzincan Mutasarrıfı; 
      2. Hafız Abdullah Avni bin Hacı Hüseyin, 45 yaşında, otel işletmecisi; 
      3. Erzincan Mebusu Halid, halen firarda; 
      4. Erzincanlı Hacı Vahidzâde Rıza; 
      5. Kırmo Yusuf, Dersim aşiret reisi ve namlı eşkıya; 
      6. Aslan, Erzincanlı jandarma çavuşu; 
      7. Kako (Semakon ?), Erzincan sancağının Pülümür kazası Danzik bucak reisi. 
      Bu kişiler 26 Ağustos 1920 tarihli, 27 Nolu mazbatada sözü edilen trajik olaylara katılmış ve suçları, görülen mahkeme ve soruşturma sonucu yeterince sübuta ermiştir. Bu sanıklardan Hafız Abdullah Avni, Halid, Kırmo Yusuf, Aslan ve Kako, Ceza Kanunu'nun 45/1. Maddesi hükümlerine göre uyarınca suçlu görülerek, eylemlerine uyan Ceza Kanunu'nun 170. ve Askerî Ceza Kanunu'nun 171. Maddeleri'nden cezalandırılmışlardır. Buna göre, Hafız Abdullah Avni, Halid, Kırmo Yusuf, Aslan ve Kako idama mahkûm edilmiştir. Vahitzade'nin dosyası ölmesi sebebiyle kapatılmıştır. Memduh'un dosyası Malta'da sürgünde olduğu için ayrılmıştır. Bu kararda adları belirlenen yedi zanlı için ceza soruşturması açılması için suç duyurusunda bulunulmuştur. Karar Abdullah Avni'nin yüzüne karşı okunurken, diğer kararlar tutuklama müzekkeresi çıkarılan sanıkların gıyabında ilan edilmiştir. (126)

M.S. 1920 - MÜTTEFİK VE ORTAK DEVLETLERLE TÜRKİYE ARASINDA 
10 AĞUSTOS 1920'DE SEVRES'DE İMZALANAN BARIŞ ANDLAŞMASI

8 Ağustos 1920
“Rusya ile Ermenistan” başlıklı yazı. Vakit

10 Ağustos 1920
Sevr Antlaşması’nın İstanbul Hükûmeti temsilcileri tarafından imzalanması. KG. ED. S. 252; EU. TEEM, s, 653-654

12 Ağustos 1920
Oltu’ya bağlı Ağundır, Zadgereh, Mişah köyleriyle Göle’ye bağlı Sanemoğlu [Sinemoğlu] ile daha altı köyün erkeklerinin tamamen katedilip, kadınlarına tecavüz edildiği, eşya ve hayvanlarına el konulduğu. BOA. HR. SYS. 2878/44

14 Ağustos 1920 
“Ermenistan’ın İmzası” başlıklı yazı. Vakit

14 Ağustos 1920 
Paris’ten Ermenistan’ın Dersaadet temsilcisi Mösyö Tahtacıyan’a çekilen bir telgrafnamede; Barış Antlaşması’nın Ermenistan Cumhuriyet namına, Paris Heyet-i Murahhasası Reisi Mösyö Aharonyan tarafından imzalandığının bildirildiği. Vakit

15 Ağustos 1920 
“Rusya-Ermenistan” başlıklı yazı. Vakit

23 Ağustos 1920 
Ermenilerin Kars-Gümrü yolu üzerinde bulunan Şahnalar ve Avnil köylerine mitralyözlerle saldırarak beş yüz Müslüman öldürdükleri, kaçabilenlerin de tipide donarak öldükleri. BOA. HR. SYS. 2878/13

24 Ağustos 1921
“Behbud Hanı Şehit Eden Ermeninin Muhakemesi” başlıklı yazı. Tevhid-i Efkâr
 
25 Ağustos 1921
“Ermenistan Ahvâli” başlıklı yazı. Vakit

25 Ağustos 1921
“Kâzım Karabekir Paşa” ve “Soviyet Ermenistan” başlıklı yazı. Tevhid-i Efkâr

27 Ağustos 1921
“Noradunkyan’ın Muhtırası” başlıklı yazı. Tevhid-i Efkâr

M.S. 23 AĞUSTOS 1923 - 24 TEMMUZ 1923 LOZAN ANTLAŞMASI İMZALANDI. 23 AĞUSTOS'TA ANTLAŞMA TBMM'DE ONAYLANDI

(SON)
(121) [BOA. HR. SYS 2277/47] 
(122) Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s, 676–677–678–679–680–681–682–683–684–685
(123) Dr. Hatem Cabbarlı, Ermeni Araştırmaları Dergisi, Sayı 45, 2013, s, 155-156-157-158
(124) Derleyen: Gerard Dedeyan- Ermeni Halkının Tarihi, Syf, 486-487-488-489-490-491-492-493-494-495
(125) Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 62, Cilt: XXI, Temmuz 2005
(126) Vahakın N. Dadrian-Taner Akçam, Tehcir ve Taktil" Divan-ı Harb-i Örfî Zabıtları, İttihad ve Terakki’nin Yargılanması 1919–1922, Derleyenler, s, 82–83

Kenan Mutlu Gürses


Kenan Mutlu Gürses © 2011 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön