TARİH. AĞUSTOS AYI VE ERMENİLER (IV)

24 Eylül 2023


M.S. 1305 – 1306 - ERMENİLERİN BAŞINA OŞİN GEÇTİ  

      [Halep naibi Karasungur, Kuştemur eş- Şemsi, Şemseddin Aksungur Farisi, Fethedin b. Subretü’l- Mihmandar Kuştemur Necimî ve Kuştemur el- Muzafferî adlı komutanların idaresinde 2000 kişilik bir Memluk ordusunu, yıllık verginin zamanında ödenmemesi üzerine Haziran -Temmuz 1305 yılında Ermenilerin üzerine gönderdi. Temmuz-AĞUSTOS 1305 yılında Kilikya’ya girmek için ilerleyen Memluk ordusunu birleşik Ermeni, Moğol ve Frank askerleri Amanos derbentlerinde karşıladılar. Burada Memluk ordusuna karşı şiddetli bir direniş yapılmaktaydı. Geçitlerde önü kesilen Memluk askerlerinin üzerine taş ve kütüklerle saldıran müttefikler onlardan birçoklarını katlettiler. İbn Subre’nin adamlarından bir kısmı ile Kuştemur Muzafferî, Kuştemur Necmî ve Halep ahalisinden birçokları esir edildi. Memluk ordusundan esir alınanlar Moğollar tarafından götürüldü. Bu durumu haber alan Halep naibi durumu sultana bir mektupla bildirmişti. Bunun üzerine sultan, Ermenilerin elinde bulunan beldelerine saldırarak yağmada bulundu. Memluk sultanının kararlılığını gören ve daha fazla zayiat vermek istemeyen Ermeni hâkimi önceki yıllara ait vergileri ödemek şartıyla affedildi. 1306–7 yıllarında Kahire’ye gelen Ermeni elçisi, sultana yıllık verginin 600. 000 dirhemi ile hediyeler ve serbest bırakılan 270 Müslüman esiri getirmiştir.

       İlhanlıların Anadolu valisi İrincin Noyan’ın Ermenilerin üzerine tayin ettiği Bulargu adlı Moğol komutanı samimi bir Müslüman’dı. Bulargu Ermenilerin Müslümanlara karşı davranışlarından memnun değildi. O, Ayas’ta bir cami inşa edip, Sis’te de başka bir cami ve medrese inşasına başlamıştı. Bu durum Ermeni hâkimi IV. Leon’un Bulargu’yu ortadan kaldırmak için hazırlıklara başlamasına neden olmuştur. Ermeni baronu bir yandan Bulargu’ya karşı Moğol beylerini kışkırtırken, diğer yandan da onu Memluk sultanına şikâyet etmekte ve bölgeye yerleştiğini, sultana gönderilecek bir şey bırakmadığını ifade ediyordu. Bulargu, bu durum üzerine Memluk sultanına başvurarak arasını düzeltmiş ve IV. Leon’u da ortadan kaldırmayı karar vermişti. Bulargu bir ziyafet tertip ederek IV. Leon ve amcası II. Hetum’u öldürdü. Bu sırada orada bulunan, Tarsus baronu Alinak, İlhanlı hükümdarı Olcaytu’ya giderek durumu anlattı. Bu Müslüman komutan da Olcaytu tarafından öldürüldü. Ermenilerin başına ise Oşin geçti. ([21])

M.S. 1468 - AK KOYUN HANEDANI AKKOYUNLULAR  (1468-1502)

      Uzun Hasan kendi topraklarındaki her türlü özerklik izini silmek istiyordu; 1473’te Bitlis’e, Van Gölü bölgesini idare eden Kürt emirlerinin antik savunma kalelerine saldırdı. Ahlât gibi Bitlis’i ve güneye doğru, Cezirede yer alan toprakları aldı. Ardından 1461de Anadoludaki son Rum ileri karakolunu ele geçiren ve 1471de Karamanoğlu Devletini son Anadolu beyliği- ilhak eden eski düşmanları Osmanlılarla karşı karşıya geldi. 1472de Darondan yola çıkarak Dercan, Erzincan ve Tokatta zaferler kazandı ve Karaman ülkesine yöneldi. Fakat Sultan II. Mehmetin oğlu Mustafa, kanlı bir çarpışmada Uzun Hasan’ın başkomutanını ve oğullarından üçünü yitirdiği Kütahyaya çekildi. Ağustos 1473te, ölümden kıl payı kurtulduğu Dercanda başka bir kesin yenilgi yaşadı. Yeniçerilerin iyi örgütlenmeleri, ağır silahların kullanılması geleneksel kabile birliklerinin reddettiği- onun için karşı konulmazdı. Ancak öfkesini Kuzey komşusu IV. Pakraddan aldı ve çok sayıda Ermeni Tiflise karşı gerçekleştirilen (1476-1477) zalim bir saldırı sırasında öldü. Bütün bu savaşların kaynağı olan para Ermenilere dayatılan ağır vergilerden sağlanıyordu. Uzun Hasan, devletini gençoğullarının generallerine bırakarak 1478de öldüNihayetinde Akkoyunluların padişah’ı Yakup (1478-1490) oldu. Kısa bir süre sonra, Erdebil kentinden (Îran’ın kuzeybatısında), farklı Türkmen kabilelerini kuvvetle etkilemeye başlayan Şii Müslümanlar olan Sofyan şeyhleriyle karşılaştı. 1488de, gencecik çocukların Ermeni keşişlerle birlikte Akhtamar bölgesine sığındığı Erdebil saldırısında Şeyh Sofyan’ı [Şeyh Haydar] yakaladı ve öldürdü. Yakupun saltanatı süresince Hıristiyanlar atlarını eyerleme hakkına sahip değildi, onları diğerlerinden ayıran beyaz bir kemer takmak zorunda kaldılar ve kiliselerinin çanlarını çalamadılar.

Bütün bunlar zaten can çekişen bir ekonomiyi ve zulüm gören bir halkı yerle bir etti. Ermeni kaynakları son Akkoyunlular idaresindeki Ermeniler kadar yerleşik Kürt ve Türklerin de acı çektiğini kabul eder.

      Akkoyunluların Sonu ve Safevilerin Yükselişi

     XV. yüzyıl, Ermeni tarihçiler için yeni bir Müslüman gücün ortaya çıkmasıyla son bulur; onlar da Türkmen (tanınmış uzmanlar onlara bir Kürt soyu atfeseler de) kökenli olan Safeviler, Yakup tarafından öldürülen Şeyh Sofyan’ın oğlu, liderleri Îsmail, Oğuzca şiirler kaleme alıyordu. Batı komşuları Osmanlı Türkleri gibi Ortodoks Sunni değil, Şiiydiler. Osmanlıların doğuya doğru büyümelerine denk düşen ortaya çıkışları, yeni bir politik yapının doğmasına neden oldu. Karakoyunlu ve Akkoyunlular Ermenistan ve Azerbaycan’a, zaman zamansa Irak’a egemen olarak ve batıda Osmalılar, doğuda Timurlular, güneyde Memluklular arasında tampon bir bölge yaratarak kesin bir şekilde aracı bir güç olarak hareket etmişti. Osmanlılar ve Safeviler bundan böyle doğrudan Ermenistan’da karşı karşıya geldi: XV. Yüzyıl Ermeni toplumu ve ekonomisi için ne kadar merhametli olduysa, XVI. Yüzyıl o denli berbat oldu.] ([22])

Kenan Mutlu Gürses


Kenan Mutlu Gürses © 2011 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön