31 Ocak 2015
Savaşan milletler, karşı tarafa kuşkusuz ön yargılı ve düşman olarak bakarlar. Ön yargıdan kurtulmuş milletlerin bile, anlaşmazlıklarını tartışarak belirlenen hedeflere de ulaşmaları son derece güçtür.
Bizim, Ermenilerle o çıkmaz sokaktan kurtulmamız için emperyalizmin doğduğu, geliştiği veya yetiştiği tarihin mümbit topraklarında ki, nelerin yeşerdiğine, nelerin solduğuna karşılıklı bakmamız gerekiyor. Karşılıklı ifademin üzerinde de uzun uzun düşünmek, devamlı bakacağımız pencere olmalı.
Neden? Bakın, AGİT MİNSK GRUBU EŞ BAŞKANI FRANSA’DAN François Hollande “ Gereği bulma çabası devam etmelidir. Yüzüncü yıl dönümünün, soykırımın tanınması noktasında yeni bir jest, yeni bir etap olacağına inanıyorum” demiş. Açmazın kilit noktası da burası değil mi? Hem taraf olacaksın, hem de anlaşmazlığı çözmek için bir grupta görev alacaksın. Neresinden bakarsanız bakın, çelişki değil mi?
İnanıyorum ki, Mösyö;
“ Tilkinin kendi yuvasında gösterdiği gücü, aslan başkasının yuvasında gösteremez” ata sözünü bilmediği gibi; herhalde, 1300’lü, 1400’lü yıllarda ERMENİLERİN Fransa’ya neden ve nasıl gittiklerini, sonrasında yaşananların hiçbirini de hatırlamak istememektedir!
Bütün yazılanlar, konuşulanlar, kırgınlıklar neden yaşanıyor? YÜZ YIL ÖNCE yaşanmış, karşılıklı acılar için. Yüz yıl ne demek? Yüz yıl TARİH demek. Gerek TÜRKLERİN, gerek ERMENİLERİN, gerekse DÜNYA milletlerinin tarihi yüz yıldan mı ibarettir? Tarihe de bir bütün olarak bakılması gerekmez mi?
Tarihe bakanların sıklıkla atladığı bir noktadan başlayalım. Yani Herodot’un atlamadığı, unutturmadığı noktadan başlayalım. Thessaly kökenli ERMENİLERİN (aslı Frig) Anadolu’ya İllyrya’lılar tarafından TEHCİR edilişlerini, yaşadıkları SOYKIRIMI, bunları yaşatan diğer milletleri, o acıları, o yaşanan ölümleri neden konuşmuyoruz?
Herodot’u destekleyen Eudoksos vd. tarihçilere neden kulak vermiyoruz?
Roma Generalinin (Artavazt’ı) Mısır’a nasıl götürdüğünü, sonra ne yaptığını, neden dile getirmiyoruz?
Pompeyüs’ün ERMENİLERE yaptıklarını, Galatya hükümdarı Dejoter’e ERMENİLERİN teslim oluş şeklini neden hatırlamıyoruz?
Tarih de, ERMENİLERLE ilgili “HURRİ EVRESİ” ni neden hiç bilmeyiz?
Hititler, Mittaniler döneminin başka bir bölümünde, ERMENİLERDEN neden hiç bahsedilmez?
Lukullos’un, saldırılarını, Part Kralı I. Orodes’in, ERMENİSTAN’I yakıp yıkmasını, Antonnius’un ERMENİLERDEN nasıl öç aldığını, ANAHİT heykelini nasıl paramparça ettiğini, neden sormayız?
Baştan anlamak için, Pers, Makedon, Selefkit, Rum, Part, Sasani, Bizans, Arap ve Rusların ne kadar ERMENİYE SOYKIRIMI uyguladığını, onları hangi şartlar altında, hangi topraklara TEHCİR ettiğinin üzerinde neden durmayız?
O vakit TARİHİN bizlere ne söylediğine bakmaya devam edelim. Anadolu topraklarında birçok milletin yaşadığı, ancak RUMLARIN hâkim olduğu 4. yy.la gidelim. Ermeni DİLİ ve DİNİ’NE getirilen yasaklar nelerdir? Yasaklar yetmemiş olacak ki, Rumlar, ERMENİ milletini tamamen ortadan kaldırmak için KİTLELER halinde öldürmediler mi? Kalanlarını, yine KİTLELER halinde bulundukları bölgenin dışına “TEHCİR” etmediler mi?
ERMENİLERİN çektiği acı, uğradığı SOYKIRIMI, yaşadığı TEHCİR sadece bunlar mı?
Devam edelim….
İberya Kralı Parasman’ın saldırılarında, acaba kaç bin ERMENİ öldürülmüştür?
Roma Komutanı Corbulo’nun ERMENİLERE yaptıklarını kim biliyor?
Diocletianus’un ERMENİLERİ nasıl katlettiğini nasıl anlatacağız?
ARŞAG’I kim ele geçirmişti? Kim, kızgın ateşle gözlerini dağlamıştı?
Thesdosius’un, İustinianos’un ve Mauricius’un, ERMENİLERİ kaç defa, kaça parçaladığını, bölerken yaptıklarını kim hatırlamak ister?
O, Mauricius’un, ERMENİLERİ Kıbrıs’a, Yunanistan’a götürürken yaptıklarına SOYKIRIMI ve TEHCİR demeyecek de ne diyeceğiz?
Constant, ERMENİLERİ acaba, düğüne mi davet etmişti? Bizans, ERMENİLERİ Trakya’ya davul-zurna ile mi getirmişti?
Ya Arapların yaptıkları? Ya Yezid’le beraber yaşamak?
Ya, ERMENİLERİN ilk defa KİLİKYA’YA gelişleri?
Türkler ANADOLU’YA girmeden önce, X. yy.da ERMENİLERİ katleden hangi milletti?
Bugün yazıp çizerken, gülüp-ağlarken ERMENİ şehri dediğiniz SİVAS’A-EĞİN’E, hangi
millet ERMENİLERİ sığınmak mecburiyetinde bırakmıştı?
Ani’den, Fransa’ya giden ERMENİLER X. yy.da, hangi acılardan kurtulmak için gitmişlerdi?
Ermeni Tarihçi MATEOS ‘’Roma Dükü, Bizans İmparatoru, büyük bir ordu ile beraber ERMENİSTAN'A yürüdü. Hiristiyanların üzerine atılıp onları kılıçtan geçirdi ve esaret altına aldı. O zehirli bir yılan gibi her yere ÖLÜM getirdi ve böylelikle dinsiz milletlerin yerini aldı”; Başka bir defasında ise “BİZANSLILAR bu gayretleri ile bütün ERMENİ prens ve kumandanlarını doğudan çıkarıp, kendi memleketlerinde ikamet etmeye mecbur ettiler” diyor.
Tarihi coğrafya da hiçbir millet kadim ve kaim değilken, ERMENİLERİN, Lübnan, Suriye, Mısır, Kıbrıs, Yunanistan, Trakya, Balkanlar, Anadolu ve Anadolu'nun bütün şehirlerinde var oluşları, TARİHTE yaşadıkları SOYKIRIMI ve TEHCİRLERİN sonucunda değil mi?
Bu nedenle, AHPARİG, yukarıda sıralamaya çalıştığım, yaşadığın bütün TEHCİR acılarını paylaşıyor, kabul ediyor bu SOYKIRIMLARINI TANIYORUM.
Ahparig, gel TÜRKLER bize SOYKIRIMI yaptı YALANINDAN-İFTİRASINDAN, bu mesnetsiz inat ve kininden vazgeç. Gel birlikte, kardeşçe yaşayalım. Şayet dikkat ettiysen, SENİN yaptıklarının hiçbirini yazmadım. Sadece senin yaşadığın acılara değindim ve paylaştım.
Bilmem şu kadar DEVLET de SOYKIRIMINI tanıyormuş! Bırakalım onlar, kendi geçmişleri ile yüzleşsinler.
Bütün bunları okuduktan sonra, inanıyorum ki, önce yukarıda ki MİLLETLERDEN veya onları hâla temsil ettiklerini iddia edenlerden bir özür bekleyeceksin, yaptıkları SOYKIRIMLARI ve TEHCİRLERİ kabul etmelerini isteyeceksin dir.
Ahparig, bizde şu ata sözünü muhakkak ki, sende bilirsin! “Dinime küfreden, bari Müslüman olsa!” demezler mi? Tabii ki sözüm sana değil, daima seni SOYKIRIMINA, TEHCİRE uğratanlara ve seni ALDATANLARA olduğunu bilmeni isterim.. Bil ki, TARİH de böyle okunuyor.
KAYNAK: Cem Cüneyd Canan
Kenan Mutlu Gürses