31 Aralık 2014
Hepimiz Osmanlıyız. Hepimiz Osmanlının devamıyız. Hepimiz Osmanlı’ya saygılıyız. Ancak hepimiz tartışmasız, körü körüne Osmanlı savunucusu değiliz. Hepimiz Müslümanız. Hepimiz İslâm’a saygılıyız. Hepimiz Mevlana, Ahmet Yesevî ve Şeyh Edebali’ye Onların çizgisine ulaşmanın gayreti içindeyiz.
30 Kasım 2014
Konuyu, isterseniz 1473’e, 1514’e isterseniz 1699 Karlofça, isterseniz 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasından, isterseniz 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’na kadar götürerek başlata biliriz. Dilerseniz, yabancıların pek sevdiği, Islahat ve Tanzimat Fermalarından da başlata biliriz. Osmanlı’nın sona sürüklenmesinin nedenlerinden sadece biri olan yetersiz yönetim anlayışı, o anlayışı düzeltmek-düzeltmemek arasında gidip-gelişi, dış güçlerin dayatmaları,
31 Ekim 2014
CUMHURİYET’İN 91. Yılını kutlarken, 25 Ekim 2014’de ZİYA GÖKALP’İ 90. Ölüm yılında bir daha şükranla, saygıyla andık. Her ne kadar, yönetilemeyen TÜRKİYE’DE O’nun müzesi, eserleri, hatıraları yakılıp çalınsa bile. Zira O’nun fikirlerinin çalınıp götürülemeyeceğini, eserlerini yakarak düşüncelerini de yok edemeyeceklerini de bu kahpe soysuzlar bir gün anlayacaklardır!
30 Eylül 2014
"62. Hükümet'in ilk icraatlarından biri, başörtü yasağını ebediyen tarihe gömecek şekilde ortaöğretimde de başörtüyü serbest bırakmak olmuştur. Bu milletimizin iradesidir ve bu iradeden geri dönüş asla olmayacaktır.’’ diyebilen bir Başbakan. Sözlükler; MİLLİ İRADE: Ulusça kullanılan ve hiçbir gücün etkileyemeyeceği kuvvet.
01 Eylül 2014
Yakup Kadri Karaosmanoğlu; ‘’ ….Falih Rıfkı’nın son eseri ZEYTİNDAĞI, Cumhuriyet devri edebiyatının en büyük hâdislerinden birini teşkil etti.FALİH RIFKI’NIN bize hatırlattığı devir, TÜRK milletinin geçirdiği ve geçirebileceği felâket devirlerinin en facialısı, en dehşetlisi ve ruha en çok bezginlik verenidir.
31 Temmuz 2014
Türkiye son yıllarda izlediği yanlış iç ve dış politikalar neticesinde; gerektiği şekilde hareket etmediği veya edemediği için merkez olma yolundaki adımlarını hep geri atıyor. Bunun bir değil, sayısız nedenlerini hepimiz sıralaya biliriz. On iki yıl önce başlayan devleti öğrenme tecessüsü, aşama aşama bizleri bugünlere getirdi. Ve hak etmediğimiz bir bedel ödedik.
07 Temmuz 2014
Bu ülkede VATAN TOPRAĞI’NIN, BAYRAĞI’NIN, SANCAĞI’NIN ve TÜRK MİLLETİ’NİN ne olduğunu bilmeyen, istismar edilerek yönetilen o kadar çok insan var ki, gördükçe üzülmekten başka elinizden bir şey gelmiyor. Bu aklı-evveller her şeye inandıkları gibi, onları aldatanların da pek fazla bir şey bilmediğini birazcık dokununca görüyorsunuz.
31 Mayıs 2014
I. Beyazıt’ın yaptırdığı (1395) Anadolu Hisârı’nı, BOĞAZİÇİ’NİN en güzel köşesini herhalde bilmeyeniniz yoktur! Yabancıların ‘’Asya’nın tatlı suları’’ dediği, GÖKSU ve KÜÇÜKSU’DAN bahsediyorum.Burası, Roma’dan, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ve günümüze kadar gece eğlencelerinin yaşandığı , gündüzleri halkın piknik yaptığı eşsiz güzellikte ki iki dere ve çevresidir.
30 Nisan 2014
Menâfi‘-i âliyye-i memleketi der-pîş-i dikkat etmeyerek büyük bir gafletle bilâ-te’emmül Harb-i Umûmî’ye dâhil olan hükûmet-i sâbıkanın ale'l-husûs muhâcirîn işlerindeki icrâ’âtını şiddetle takbîh etmekde olan hükûmet-i hâzıra-i Osmâniyye bunu ta‘mîr içün yerlerinden çıkarılıp ba‘zı vilâyâta tehcîr ve teb‘îd edilen ve dûçâr-ı mağdûriyyet olan Ermeni ve Rum muhâcirlerinden 276015 nüfûsunu
01 Nisan 2014
Kardeşliğimiz, arkadaşlığımız, dostluğumuzun üzerinden kaç yıl geçti bilmiyorum. Doğrusu hatırlamak da istemiyorum. O’nun ölümüyle, arkadaş halkamızdan en değerlilerden bir tanesi daha kaybolmuş bulunuyor. Beyefendilik liyakatını üzerinde taşıyan bir dostu, vefakâr bir insanı kaybettik. O’ vefat etti.
28 Şubat 2014
Bu gün siyasi gündemi işgal eden olayları bir yana bırakarak, tarih sayfalarından iki konu hakkında, iki ayrı belgeyi buraya taşıyarak, eski Rize Milletvekillerinin yaptıkları ile bilgilendirmeye çalışacağım. 90 yıldır bitmeyen bu kinin ne olduğunu ve günümüzde neler olduğuna belki ışık tutacaktır. Aşağıda ki satırları bir oğul yazıyor.
30 Ocak 2014
Yıllardır bir kesim hep Cumhuriyet ile hesaplaşmak peşinde olmuştur. Cumhuriyet’in nasıl ve neden kurulduğunu hiç düşünmeden… İnsan ister istemez; acaba şu Takrir-i Sukûn Kanunu ile Tekke ve Zaviyeler Kanunu halen geçerli olsaydı! yürürlük de olan tam uygulansa idi, acaba biz bugün yaşadıklarımızı yine yaşar mı idik. Bunları ifade ederken, yasaklardan yana değilim.