31 Ekim 2020
Diaspora Ermenilerinin bitmek bilmeyen yanıltıcı söylemlerini, dünyanın farklı bölgelerine nasıl savrulmuş, hangi ülkede ne kadar nüfusa sahip olduklarını, söz konusu ülkelere göç nedenlerini biraz uzun ve kalemimin döndüğü kadarıyla anlatmaya, satır başları ile de olsa tarihin derinliğine, teolojiye, ilâhiyata ve öncelikle mitolojik döneme bakarak, Ermenilerin bayağılık, çirkef dolu İFTİRALARINA, YALANLARINA ve İDDİALARININ asılsızlığına dikkatinizi çekmeğe çalışacağımı, yazımın ilk bölümünde belirtmiştim. Yazımın bu bölümünde;
ERMENİLERİN YAŞADIĞI ÜLKELERDE Kİ NÜFUSLARINI ve SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI TANIYAN ÜLKELERİ,
O ülkelerin sözde soykırımını hangi tarihlerde tanıdıklarını da aşağıda bilgilerinize sunacağım.
Ayrıca, hangi din ve kökenden olursa olsun kişinin inanç dünyasına saygı duymanın insan olmanın gereği olduğunu, bu bakışımla her Ermeni ferdini YALANCILIKLA-ŞAKLABANLIKLA suçlamadığımın bilinmesi gerektiğini tekraren hatırlatmak istiyorum. Ermeni YALANLARININ çıkış kaynağı olan Ermeni DİASPORASI ve de kendi milletine geçmişte bambaşka yaşanmışlığına rağmen, sözde hurafeleri efsaneleştirerek tarih diye kabul ettirmeye çalışan özellikle Ermeni DİN adamlarıdır. Günümüz dünyasında tarihi gerçeklere ulaşmanın hiç de zor olmadığını, bu yanlış, çarpıtılmış bilgilerde ısrar ederek, kendi toplumlarını, özellikle genç nesli, gerçeklerle neden buluşturmadıklarını anlamakta gerçekten zorlandığımı, üzüldüğümü de belirtmek isterim.
Madalyonun bir de doğru okunmayan arka yüzü var. Efendim, “Ermenistan ve Ermeniler sabahtan akşama düşmanlaştırılıyor” muş! Azerbaycan toprağı KARABAĞ’I işgal etmezsen, SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI YALANINDA Diasporanın arkasına takılıp gitmezsen, kimse ne Ermenistan’ı ne de Ermenileri düşmanlaştırmaz… Bir toplumun tarihini bilmesi, bütün olumsuzlukları ortadan kaldırmaz mı? M.S. 58 de Partların Ermeni Krallığını, M.S. 63 de Roma İmparatoru Nero’nun I. Tiridatesi nasıl karallığa atadığını, M.S. 98 de Axidares’e kimin krallığı verdiğini bilmezsek, bu havanda daha çok döveriz…
“Türkiye’de Ermeni olmak zaten zor” muş! Burada isimlerini saymakla bitiremeyeceğim, Türkiye’de Ermeni olmanın hiç de zor olmadığını ortaya koyacak Ermeniler var… Meselâ; Kumkapı da “Kör Agop” Meyhanesi yaklaşık 90 yıldır ayakta. Siz tek bir Türk’ten, merhum Agop İnciyan ve eşi Marta İnciyan hakkında hiç olumsuz bir ifade duydunuz mu? Halen “Kör Agop” Meyhanesine severek giden, işletmeyi devam ettiren Agop İnciyan’ın oğlu Hayko ve eşi Silva İnciyan ile her şeyi paylaşan, Türk-Ermeni dostluğundan ne kadar haberdarsınız?
Meselâ; Merhum, Prof. Dr. Agop Katoğyan neden hep saygı gördü ve sevildi? Ben söyleyeyim: O bu ülkeyi, bu ülkede O’nu son nefesine kadar sevdi ve de saygı gösterdi.
Ya İsmi her defasında “Dünyaca ünlü Türkiyeli ERMENİ fotoğrafçı” diye anılan merhum Ara Güler… Onu burada anlatmaya kelimeler yetmez… Onun içindir ki, gösterilen tepki, sevgisizlik sadece DİASPORA YALANLARININ arkasından koşan, o ŞAKLABANLIKLARA katılan, bilinçsiz Ermeniler için “Türkiye’de Ermeni olmak zaten zor” dur!
Bu farklı ve körü körüne bakış için Mitolojik dönemden başlayarak, Ermeni sapkın iddialarının tarihi mesnetten yoksunluğunu, YALANLA bezenmiş Ermeni İFTİRALARINI, buraya alamadığım sayfalar dolusu filolojik çalışma sonuçlarını, arkeolojik değerlendirmeleri ve yazılı kaynaklarda ERMENİ İDDİALARININ ASILSIZ olduğunun, ortaya konulduğuna yeniden dikkatinizi çekmek istedim.
İstiyoruz ki tarihi gerçeklerle yüz yüze gelelim. İstiyoruz ki Ermeni Krallığı denildiğinde, PART-ROMA-SASANİ- SELÇUKLU- MOĞOL hâkimiyetinde, onların şurada otur, şuradan kalk, şu kralınız olsun denildiği gerçeğini bilerek, birlikte kabullenelim. Kısaca “kendi kendinize gelin olmayın” diyoruz. İstiyoruz ki, doğru olmadığı halde, yaşamış olduğunuz her karış toprağı Ermenistan olarak tarif etmeyin, sadece biz de şu toprakların, şu noktasında, hatta birçok noktasında birlikte yaşadık diye gerçeği söyleyin. Ermeni coğrafyası diyerek;
“Tarihi Ermenistan’ın coğrafi hudutları kuzeyden Karadeniz ve Gürcistan, güneyden İran, El-Cezire, Suriye ve Akdeniz, doğudan İran ve Hazar Denizi, batıdan Anadolu ve Akdeniz ile kuşatılmıştır. Ermenistan toprakları Mezopotamya’dan başlayarak Kur Nehri’ne kadar yükselir ve Karadeniz ile Hazar Denizi arasında yüksek bir yayla şeklini alır. Ermenistan’ı Fırat Nehri ikiye böler. Fırat’ın doğusunda kalan bölge Büyük Ermenistan, batısında kalan kısma ise Küçük Ermenistan denir. Tarihi asıl Ermenistan zaman içerisinde Büyük Ermenistan ve Küçük Ermenistan olarak ayrılmıştır. Ana Ermenistan çöktükten sonra ortaya çıkan Kilikya, Sahil Kilikya’sı ve Dağlık Kilikya’sı olarak ikiye ayrıldı. Büyük Ermenistan ise şu şekilde bölünmüştü; Yüksek Ermenistan (Garin-Erzurum), IV. Ermenistan, Agznik, Duruperan, Gorcayk, İran Ermenistan’ı, Vaspuragan, Siyunik, Artsah, Faydagaran, Udi, Gugarik, Dayk, Ararat. Bu bölgelerde zaman içerisinde kendi içlerinde ayrılmışlardır” (25) diye söylemeyin. Ki Tarihi gerçekler alnınıza çarpmasın. Nedense Ermeniler bu gerçekleri anlamamakta, anlamak istememektedirler.
Ermeniler, yukarıda belirttikleri her noktanın tarihini, kronolojik olarak bir anlatsalar da, MEDENİYET TARİHÇİLERİ de ilham alarak yeni bir Ermeni medeniyeti tarihini yazsalar! Bizlerde öğrenmiş olsak! Ayrıca halen Ermenistan olabilmek için günümüzde de, tarih boyunca da bir coğrafyada kalabilmenin, var olmanın mücadelesini veriyor olmaları, sizce de düşündürücü değil mi?
Hüküm sürerek yaşadıklarını iddia ettikleri topraklarda değil de, nüfusunun ¾ ü dünyanın sayısız ülkesinde yaşan bir millet nasıl inandırıcı olabilir? Dünya, Ermeni nüfusunu 10.297.770, Ermenistan dışında, ülkelerde yaşayan Ermenilerin nüfusunu da 8.140.500 olarak veriyor. (26) Burada Ermenistan nüfusunun aşağıda verildiği gibi 2.961.532 olmadığı kanaatindeyim. Türkiye de KAÇAK olarak çalışmakta olan Ermenistan vatandaşlarının sayısının 100.000 olduğunu yetkililerden öğrenmekteyiz. DEMOGRAFİ bilimi “sınırları belli coğrafyada bulunan nüfus yapısını, özelliklerini ve değişimleri inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır.” “Ayrıca, ülkelere ve bölgelere göre nüfus dağılımları ve GÖÇ hareketleri gibi dinamikleri ele alır.” “Nüfus incelenirken onu sosyal, kültürel, iktisadi ve siyasî bağlamı içinde ele alma gerekliliği demografiyi kaçınılmaz olarak pek çok bilimsel disiplinin ilgi alanına sokmaktadır.”
Bizim KAÇAK dediğimiz Ermenileri vd. lerini demografi bilimi; “Düzensiz Göçmenler: Pasaport veya vizeleri olmadan giriş yapan veya gerekli ikamet ve çalışma iznine sahip olmadan başka bir ülkede bulunan yabancılar,” olarak değerlendiriliyor.(27) Yine kanaatim o ki; Türkiye ve diğer ülkelerdeki kaçak Ermeniler, Ermenistan’da ki nüfus içinde gösterilmektedir. Bu da verilen Ermenistan nüfus toplamının doğru olmadığını akla getirmektedir.
Ermenilerin hangi ülkeye, hangi tarihlerde gitmeye başladıklarını, bu gidişin hiç de 1915 olayları ile ilgisinin olmadığını da bundan sonraki yazılarımda paylaşmaya çalışacağım.
ERMENİLERİN YAŞADIĞI ÜLKELERDE Kİ NÜFUSLARI
(25) Engin Öztürk, Bizans İmparatorluğu
(26) https://www.ermenihaber.am/
(27) Doç. Dr. Didem Danış, Nüfus Meselelerine Sosyolojik Bir Bakış- Toplum ve Nüfus
Kenan Mutlu Gürses