27 Temmuz 2019
Fırat’ın doğusu, Doğu Akdeniz, Ege Denizi’nde ON SEKİZ ADA ve BİR KAYALIK hakkında neler dinliyoruz? Münhasır Ekonomik Bölge, Kıta sahanlığı, Türk Karasuları, GİRİT Adası ve çevresinde var olan haklarımız için hamaset dolu açıklamalardan başka ne dinliyoruz?
Doğu Akdeniz’in yanı sıra, Orta ve Batı Akdeniz’de birçok devlet arasında deniz yetki alanlarının belirlenmesine yönelik çeşitli antlaşmalar yaptıkları ve münhasır ekonomik bölge ilanında bulundukları bilinirken, Türkiye’nin Karadeniz haricinde, antlaşmalarla sınırlandırılmış münhasır ekonomik bölge niteliğinde deniz yetki alanımızın belirlendiği bir antlaşmasının, açıklamasının, BULUNMADIĞI nedense söylenmiyor…
Birleşmiş Milletlerde başka ne oluyor?
Birleşmiş Milletler Daimi Delegesi, Feridun Sinirlioğlu’nun BM’YE 18 Mart 2019’da sunduğu Resmi Mektupla; “1923 Lozan Antlaşması’na göre Türkiye’ye ait olan 92.000 Km2’lik Türk Kıta Sahanlığı (Petrol ve Doğalgaz Havzası) ve 5 Türk Adasının, resmen Yunanistan’a terk edildi. Bir tek yetkili, HAYIR bu yalandır diye açıklama yapmadı…
Birleşmiş Milletler Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’nden kaynaklanan haklarımız, haksızlığımız yeterince anlatılmadı… 18 Mart 2019’da BM Genel Sekreterine verilen mektubu geri çekmeyi kimse düşünmedi…
Uşi Antlaşması sonucunda elimizden çıkan adaların, bilinçsizce Osmanlıcılık yapanlar tarafından 24 TEMMUZ 1923 tarihli Lozan Antlaşması ile kaybedildiği iddiaları, ağızlarda sakız gibi çiğnenip dururken, bir yetkili de üzerine basa basa doğrusu şudur demedi…
Dünya Tarihi ise Osmanlı İmparatorluğu’nun hangi adaları Yunanistan’a nasıl verdiğini şöyle kaydediyor;
26 Ocak 1699
Karlofça Antlaşması ile, Korfu, Zanta, Kefalonya, Ayamavra Adaları ile Mora Yarımadası, Venedikliklere bırakıldı. (SULTAN II. MUSTAFA DÖNEMİ)
1715
Mora Yarım Adası, Venediklilerden geri alındı. (SULTAN III. AHMED DÖNEMİ)
1718
Pasarofça Antlaşması ile Mora Yarımadası’nı Osmanlı İmparatorluğu tekrar kaybetti. (SULTAN III. AHMED DÖNEMİ)
17 Ekim 1797
Compo-Formig Antlaşması ve Fransa YEDİ ADAYI fethi. (SULTAN III. SELİM DÖNEMİ)
1798
Mısır’ın Fransızlar tarafından işgali, Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa’nın, RUS müttefikiyle YEDİ ADA’YI geri alması. (SULTAN III. SELİM DÖNEMİ)
1799
Osmanlı-Rus Müttefik Donanması Zanta Adası’nı aldı. (SULTAN III. SELİM DÖNEMİ)
5 Mart 1799
Korfu Adası alındı. YEDİ ADA Osmanlı-Rus müttefiklerinin eline geçti. 3000 Rus askeri de adalarda Osmanlılarla beraber kaldı. (SULTAN III. SELİM DÖNEMİ)
21 Mart 1800
Osmanlı-Rus Antlaşmasıyla, Korfu, Kefalonya, Ayamavra, Zanta, İtaki, Pakso, Çuka Adaları ile Mora Yarımadası ve Arnavutluk sahilindeki bütün adalar, Cezâyir-i Seb’a-i Müctemia CUMHURU adıyla özerk yapı altında toplandı. Bunlara; Parga, Preveze, Voniça ve Butrinto adaları da dâhil edildi. Dışişlerinde Osmanlı’ya bağlı ve Rusya’nın kefaleti altındaydılar. (SULTAN III. SELİM DÖNEMİ)
9 Temmuz 1807
Rusya ile Fransa’nın Tilsitt Antlaşması ile kefalet haklarını Rusya, Fransa’ya devretti. Fransa 17.000 askerle bu adaları teslim aldı. Osmanlı imparatorluğu haklarından vazgeçti. (SULTAN IV. MUSTAFA DÖNEMİ)
1809
İngiliz kuvvetleri, Zanta, Kefalonya ve Çuka adalarını ele geçirdi.
(SULTAN II. MAHMUD DÖNEMİ)
1810-1814
İngiltere, Ayamavra ve Pakso adalarını ele geçirdi. (SULTAN II. MAHMUD DÖNEMİ)
24 Nisan 1819
Yapılan antlaşmayla, Osmanlı İmparatorluğu, YEDİ ADANIN İngiltere’ye devrini kabul etti. İngiltere, Parga, Preveze, Voniça ve Butrinto adalarının Osmanlı egemenliğinde kalmasını kabul etti. (SULTAN II. MAHMUD DÖNEMİ)
14 Eylül 1829:
Osmanlı-Rus Barış Antlaşmasıyla, Osmanlı İmparatorluğu, bağımsız bir Yunan devleti kurulmasını kabul etti. (SULTAN II. MAHMUD DÖNEMİ)
24 Nisan 1830:
Londra Protokolü’yle, MORA ve çevresinde 47.516 Km2’lik yüzölçümü ile Yunanistan Devleti kuruldu. (SULTAN II. MAHMUD DÖNEMİ)
13 Temmuz 1863
YEDİ ADA, İngiltere tarafından Yunanistan’a devredildi. (SULTAN ABDÜLAZİZ DÖNEMİ)
29 Mart 1864-21 Mayıs 1864
Londra da yapılan antlaşmayla, ADALAR Yunanistan’ın mülkiyetine geçti.
(SULTAN ABDÜLAZİZ DÖNEMİ)
8 Nisan 1865:
Osmanlı-İngiltere arasında ki İstanbul Antlaşmasıyla, Adriyatik’teki YEDİ ADA Yunanistan’a verilirken, Yunanistan’ın yüzölçümü 50.211 Km2 oldu. (SULTAN ABDÜLAZİZ DÖNEMİ)
4 Haziran 1878:
Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere arasında yapılan antlaşmayla ÜÇ ASIR sonra KIBRIS İngiliz hâkimiyetine geçti. (II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ)
2 Temmuz 1881:
İstanbul Antlaşması’yla, TESELYA ve EPİR’İN NARDA bölümü Yunanistan’a verilirken, Yunanistan’ın yüzölçümü 67.272 Km2 oldu. (II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ)
18 Ekim 1912:
Osmanlı İmparatorluğu, İTALYA Krallığı arasında UŞİ’DE yapılan antlaşmasıyla ON İKİ ADA İtalya’ya verildi. (İstanbulya, Hereke, Kilimli, Kerpe, Kaşot (Çoban), İstanköy, İleriye, İncirli, Batnaz, Rodos, Sömbeki, İlkil) (SULTAN MEHMED REŞAD DÖNEMİ)
30 Mayıs 1913:
Londra Barış Antlaşması’yla, SELÂNİK, GÜNEY MAKEDONYA’NIN bir bölümü ve GİRİT ADASI Yunanistan’a verilirken, Yunanistan’ın yüzölçümü 97.223 Km2 oldu.
(SULTAN MEHMED REŞAD DÖNEMİ)
10 Ağustos 1913:
Bükreş Antlaşması’yla, DRAMA, KAVALA ve çevresi Yunanistan’a verilirken, Yunanistan’ın yüzölçümü 102.730 Km2 oldu. (SULTAN MEHMED REŞAD DÖNEMİ)
13 Şubat 1914:
Londra Büyükelçiler Konferansı’yla, SEMADİREK, LİMNİ, SİSAM gibi kuzey EGE ADALARI Yunanistan’a verilirken, Yunanistan’ın yüzölçümü 108.311 Km2 oldu.
(SULTAN MEHMED REŞAD DÖNEMİ)
27 Kasım 1919:
Neuilly Antlaşması’yla, Batı Trakya, Bulgaristan’dan alınıp Yunanistan’a verilirken, Yunanistan’ın yüzölçümü 129.880 Km2 oldu. (SULTAN MEHMED VAHDEDDİN DÖNEMİ)
10 Şubat 1947:
Paris Antlaşması’yla, MENTEŞE ADALARI, RODOS ve MEİS Yunanistan’a verilirken, Yunanistan’ın yüzölçümü 132.562 Km2 oldu. (BAŞBAKAN RECEP PEKER, CHP DÖNEMİ)
2004:
AKEPE İktidarının Yunanistan’a ON SEKİZ ADA ve BİR KAYALIĞI nasıl verdiği, doğrusu verip vermediği ise bilinmiyor!
2019
AKEPE iktidarının, ON SEKİZ ADA ve BİR KAYALIKTAN sonra, bugünlerde KÜÇÜK ÇUHA adasının da Yunanistan’ın işgaline göz yumup-yummadığı yine bilinmiyor!
Ya KIBRIS… Ümit Yaşar Oğuzcan’a ait mısraların, Rüştü Şardağ’ın “RAST” bestesinde ki “BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİM” nağmeleri, zaman ve mekândan koparılarak “Bir gece ansızın gelebiliriz” e dönüşerek, anlamsızlaştırılıyor…
Bugün ki iktidarın, Rauf Denktaş’a yaptıkları unutulmadığı gibi, acı acı hatırlamak bir yana, sözde ahkâm kesenlere sorun bakalım 1950’li - 1960’lı yılları, Dr. Fazıl Küçük, TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI, Enosis, Eoka, Megolo-İdea, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtına giden o günleri ne kadar bilirler?
Rum radyoları, Türk Mücahitlerini etkilemek için “BEKLEDİM DE GELMEDİN” şarkısını yayınlayarak, KIBRIS TÜRK’ÜNÜN moralini bozmaya ve tahrik etmeye çalışırlardı… KIBRIS TÜRK’Ü de buna karşılık BAYRAK Radyosu’ndan, “BU KADAR YÜREKTEN ÇAĞIRMA BENİ, BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİM” şarkısıyla cevap verirdi…
Neyi, ne zaman, nerede söyleyeceğinizi bilmezseniz, bir gece ansızın KIBRIS’A atılan FÜZEYE de, “TESADÜF” der geçersiniz… Konuşamazsınız bile! CEYLANPINAR’A atılmış olan roketleri gündemde tutmayarak, sadece bu MİLLETİ uyuttuğunuzu zannedersiniz…
ERMENİ DİASPORASI’NIN her gün neler yapmış olduğunu, bir şehrin belediye başkanlığı seçimini iptal ettirerek, tekrar kazanmak için harcadıkları enerji nedeniyle görememiş olanlara sormak istiyorum;
“SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI” iddiaları karşısında suskunluğunuz, 18 ADA 1 KAYALIK da ki suskunluğunuzla, Doğu Akdeniz, Münhasır Saha ve Ege sorunu gibi karşımıza büyümüş ERMENİ MESELESİ olarak gelmesini mi bekliyorsunuz?
BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDE BAŞKA NELER YAŞANIYOR?
“Birleşmiş Milletler, “SÖZDE” Ermeni soykırımı sırasında zorla sürgün edilen Ermenilerin, kaderleri hakkında TÜRKİYE’Yİ sorguluyor.”
“Zorla Sürgün” ifadesi seçilerek konmuştur. Ermeniler hiçbir zaman sürgün edilmemiştir. Ermeniler, Tehcir’e başka bir ad takarak, yine yalan söyleyerek, toplumun dikkatini çekmeğe çalışmaktadırlar.
“Son zamanlarda Eçmiadzin, Kilikya Büyük Evi, Ermeni Protestan Dünya Konseyi, Amerika Ermeni Misyonerler Birliği ve AGBU, 25 Mart 2019 günü İsviçre’deki Birleşmiş Milletler Temsilciliği’ne “60 gün içinde cevap verilmek üzere” Osmanlı İmparatorluğu tarafından zorla sınır dışı edilen Ermenilerin kaderi hakkında soruşturma talep ediyor.
Söz konusu, Birleşmiş Milletlere gönderilen talep mektubunun tam metni;
https://spcommreports.ohchr.org/TMResultsBase/DownLoadPublicCommunicationFile?gId=24294 de.
Ermeniler, bu taleplerini aşağıda ki duyuru metniyle şöyle açıklıyorlar; (açıklama)
Bizim göremediğimizi (!), Türkiye Ermeni cemaati bakın nasıl görüyor;
“BM İnsan Hakları Komisyonu’na bağlı 3 kurum tarafından Türkiye’ye iletilen soru önergesi, 1915 ve sonrasında Ermenilere ne olduğu konusunda kritik sorular soruyor. ABD’DE yaşayan EDVİN MİNASSİAN önergenin önemini ve Ermeni Dünyasında nasıl karşılandığını yazdı” başlığı altında, Agos Gazetesi’nde yayınlanıyor.
Söz konusu yazıdan kısaca öğreniyoruz ki önerge; “ Zorla ve İrade Dışı Kayıplar Çalışma Grubu Başkanı Bernard Duhaime (Kanadalı/İnsan Hakları Hukuku Profesör);
Düşünce ve İfade Özgürlüğü ve Hakları Özel Raportörü David Kaye (ABD’Lİ/Hukukçu/Profesör)
Hakikat, Adalet, Tazminat ve Tekrarlanmayı Önleme Komisyonu Özel Raportörü Fabian Salvioli (Arjantin/İnsan Hakları Hukukçusu/Profesör) tarafından imzalanarak,
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cenevre’de bulunan Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Sadık Arslan’a tebliğ edildi. Türkiye Cumhuriyeti adına Sadık Arslan 17 Mayıs’ta “Gerekçeli bir cevap vermeyeceğiz” cevabını ilgili makama sundu” deniliyor. http://www.agos.com.tr/tr/yazi/22642/bm-turkiye-ye-ne-soruyor
Söyler misiniz, O cevabı kim biliyor? Binlerce cevabı varken, neden “cevap vermeyeceğiz” deniliyor? FEYM GRUBU’NUN değerli bir üyesinin “BM Türk Büyükelçisi Sadık Arslan’ın verdiği yazılı cevabın kopyasını” talep ettiğinde; “Bu mektubu ancak Türk Hükümetinden sağlayabilirsiniz; biz kurallarımız gereği bu tür resmi mektupları başkalarına vermiyoruz” cevabı veriliyor. Değerli üyemiz; California Courier’de yayınlanan makalede, Türk Büyükelçisi’nin cevabından alıntılar yapıldığına dikkat çekince ve “bu haber bülteninin bu mektubun kopyasını nasıl temin ettiğini” sorduğunda, verilen cevap “BİLMİYORUM” oluyor…
Ermeni meselesi hakkında, ilgili kurumlar sessiz kalırken, FEYM GRUBU-Ermeni Faaliyetleri hakkında her gün MESAJ yayınlıyor. Söz konusu değerli çalışmayı yapan, Grup Başkanımız Sayın Orhan Tan’a (E) Tümgeneral, ne kadar teşekkür etsek azdır. FEYM GRUBU sessiz anlamlı kararlarıyla “TEK KİŞİLİK ORDU” unvanını, merhum Şükrü Server Aya’dan sonra yeni Başkanına verdiğini gösteriyor…
FEYM GRUBU’NUN, Haziran 2019 da yayınlanan mesajlarının bir bölümünü biraz daha dikkatli bakmanız için Cem Cüneyd Canan’da (cccanan.com) fotoğraflarıyla birlikte tekrar yayınlıyor. Tabii bakmak ve görmek isteyenlere…
Nasıl yazalım… Başka ne yapsak ki…
KAYNAK:
-Dr. Cihat Yaycı, Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Paylaşılması Sorunu ve Türkiye
-Y. Furkan Şen, Türk Milliyetçiliği ve “ÖTEKİ” Algısı: Yunanistan’la Çözülemeyen Ege Sorunu
-M. Melih Başdemir, Türkiye’nin Avrupa Birliği Müzakere Sürecinde Yunanistan ile Olan Karasuları Sorunu
-FEYM GRUBU Mesajları
-Resmî Gazete, Asker Alma Kanunu, 26 Haziran 2019/30813, Kanun No:7179
-Anadolu Ajansı (AA) Betül Yürük, Bayram Altuğ 01.07.2019
-Mevhibe Savaş, Atatürk’ün Tarih Görüşü
-Ali Fuat Örenç, https://islamansiklopedisi.org.tr/yedi-ada-cumhuriyeti
-https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem23/yil01/ss133.pdf
- https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-48860356
- https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2018.pdf
- http://denizmevzuat.udhb.gov.tr/dosyam/denizhukuku.pdf
-http://www.turkdevrimi.com/yazarlar/umit-yalim/turk-disisleri-bakanligindan-buyuk-skandal/2125/
- https://lavinya.net/blog/2018/01/28/12-ada-meselesi/
- https://spcommreports.ohchr.org/TMResultsBase/DownLoadPublicCommunicationFile?gId=24294
- http://www.agos.com.tr/tr/yazi/22642/bm-turkiye-ye-ne-soruyor
Kenan Mutlu Gürses