HOCALI SOYKIRIMININ 27. YILINI ANLAMAK…

28 Şubat 2019


      Dışişleri Bakanlığımız; “Türkiye ve ABD, küresel ve bölgesel konularda ortak çıkar ve değerler temelinde işbirliği yapan iki müttefiktir. ABD ile işbirliğimiz gerek ikili zeminde, gerek NATO, G-20 ve BM başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası platformlarda devam etmektedir. ABD ile ilişkilerimizde devam eden sorunların aşılması ve ulusal çıkarlarımız temelinde mümkün olan her alanda ilerlenmesine yönelik gayretlerimizi önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz,” demektedir.

      Dışişleri Bakanlığımız; “Avrupa ülkelerinde yükselişte olan popülizm, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve İslâm karşıtlığı gibi akımlar, bu ülkelerde yaşayan Türk toplumuna ve Türkiye/Avrupa ilişkilerine zarar vermektedir,” diye ifade etmektedir.

     Dışişleri Bakanlığımız; “2019 YILINA GİRERKEN CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDE GİRİŞİMCİ VE İNSANİ DIŞ POLİTİKAMIZ” başlıklı 200 sayfalık raporunda, dünyaya BARIŞ ilan etmektedir. Bu ifadeleri, gösterilen hedefleri takdir etmek, paylaşmak, söz konusu düşünceleri desteklemek hepimizin de görevi olmalıdır.

      Fakat yaşadıklarımız, uygulanan politikalar aksini söylemektedir.

      İçimizde bir ateş yanmaktadır. O ateşin adı, İftira ve yalanlarla dolu “SÖZDE” ERMENİ SOYKIRIMI’DIR. O ateşin adı DAĞLIK KARABAĞ’DIR. Dağlık Karabağ’da HOCALIDIR.  Önce o ateşin nasıl yakıldığına, bu noktaya Ermenilerin nasıl ve kimler tarafından getirildiğine, Rusya’da Ermeni Diasporasının nasıl başlatıldığına bakalım:

      “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, SSCB-Türkiye ilişkilerinde ciddi sorunlar ortaya çıkmıştı. Sovyetler Birliği Boğazların kontrolünü kendi eline almak istiyordu. Böyle gergin bir ortamda Haziran 1945’de Eçmiyazin Katogikosu seçimlerini bahane ederek birçok ülkeden gelen Ermeniler Eçmiadzin’de toplandı. Toplantıda konusuyla hiçbir ilgisi olmayan siyasi bir karar alınarak KARS ve ARDAHAN’IN Sovyetler Birliği tarafından ilhak edilmesi istendi.

      1960’lı yılların başında Ermeniler sözde soykırım günü olarak 24 Nisan’ın kabul edilmesini sağlamak üzere MOSKOVA’DAN izin almak için yoğun faaliyete başladılar. 1965’de RUSYA’DA yaşayan Ermeni ileri gelenlerinin ve özellikle Mikonyan’ın çabaları sonucunda “Ermeni Soykırımının” 50. Yıldönümünü anmak için İZİN alındı. Ermenilerin milli kahraman olarak tanıttıkları Antranik’in doğum günü de bu tarihe denk geliyordu. Ermenistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Zorabyan ve Mikoyan öncülüğünde Antranik’in doğum gününün kutlanması için (de) MOSKOVA’DAN İZİN alındı. Bütün gazete ve dergiler Antranik hakkında makaleler yayınlıyordu.

      Moskova’nın onayını aldıktan sonra sözde Ermeni soykırımının 50. Yıldönümü 24 Nisan 1965’de, Erivan’da dört yüz bin kişinin katıldığı bir mitingle anıldı. Mitingde açılan pankartlarda “Batı Ermenistan (Yani Anadolu) Bizim Olmalıdır!” “Dağlık Karabağ Bizimdir!” “Nahçıvan Ermeni Toprağıdır!” ve “ Ermeniler! 1915’in İntikamını Almak Zamanıdır. Birleşin!” yazıyordu. Bu olaylar Ermenilerin hiçbir zaman Türk düşmanlığını unutmayacağını, soykırım iddialarından ve toprak taleplerinden vazgeçmeyeceklerini göstermesi bakımından dikkat çekicidir.”

      Geçen 15  yıl içerisinde devam eden olayları bir kenarda tutarak 1980’li yıllara gelelim;

      “1980’li yılların ikinci yarısında –Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecine girdiği dönemde- Ermeniler, Gorbaçov’un “Perestroika” (yeniden yapılanma) ve “Glasnost” (açıklık) politikalarını da fırsat bilerek DAĞLIK KARABAĞ bölgesinde hak iddia etmeye başlamıştır.

      O yıllarda Mihail Gorbaçov’un, “Glasnost”, “Perestroika” ve “Yerküre Manifestom” kitaplarını okuduğumuzda, ne düşünüyorduk? Hatırlayan var mı?

      “Gorbaçov’un ekonomi başdanışmanı AGANBEKYAN’IN 1987 yılının Kasım ayında “DAĞLIK KARABAĞ ERMENİLERİNDİR ve BU TOPRAKLAR ERMENİSTAN’A İLHAK EDİLMELİDİR” şeklindeki açıklaması akabinde, bölgede yaşayan Ermeniler, Ermenistan’a bağlanma adına gösterilerde bulunmaya ve Azerilere yönelik şiddet eylemlerine başvurmaya başlamıştır. Rusya’nın Kafkasya politikası sonucu Dağlık Karabağ’da Ermeni nüfus çoğunluk durumuna geçmiş, SSCB’nin dağılma sürecine girdiği 80’li yılların ikinci yarısından itibaren Ermenistan’ın bölgede hak iddia etmesi de DAĞLIK KARABAĞ sorununu doğurmuştur.”

      HOCALI KATLİAMI, Ermenistan silahlı kuvvetleri ve 366. Rus Motorize Alayı tarafından gerçekleşmiştir.

      “Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür”  atasözü bizleri haklı/haksız çıkarır mı?  Ermeniler, aktardığım hareketlere giriştikleri dönemde biz ne yapıyorduk? Dünya ne yapıyordu?

      Bugün ki gibi, ABD kendi ulusal çıkarlarına uygun hale getirmek için Türkiye’ye dayatmalarda bulunuyordu. Yunanistan’ın NATO’NUN askeri kanadına dönmesi için her türlü oyunu oynuyordu. Türk gençleri kamplaştırılarak “aynı silahla” her gün birbirini öldürüyordu. Ölümlerin bir günde 200’ü geçtiği kaos ortamı yaşanıyordu. İran’da DEVRİM oluyordu. Sovyetler Birliği, Afganistan’ı işgal ediyordu. 1979 yılına doğum değil, ölüm sancıları çektiriliyordu.

       “Karabağ; Azerbaycan’daki Kür ve Aras nehirleriyle Ermenistan sınırları içerisinde bulunan Gökçe Gölü arasında, batıda Ermenistan, güneyde İran sınırına yakın bölgedir. 18.000 km2 yüz ölçümlü KARABAĞ’IN 4.392 km2 lik bölümünü oluşturan DAĞLIK KARABAĞ ise kuzeyden güneye 120 km, doğudan batıya 35-60 km, uzunlukta dağ ve ovalardan oluşan bir bölgedir. KARABAĞ’I, Ağdam, Terter, Yevlah, Füzuli, Beylegan, Kubatlı, Cebrail, Mingeçevir, Ağcabedi, Hocavend, Şuşa, Hankendi, Laçin, Kelbecer, Hanlar, Gorus, Akdere, Berde, Zengezur, ve Hadrut rayonları oluştururken, DAĞLIK KARABAĞ, Şuşa, Akdere, Hadrut, Hocavend ve Askeran rayonlarından oluşmaktadır.

      Hukuken Azerbaycan toprağı olan DAĞLIK KARABAĞ, hâlen Ermenistan işgali altındadır. DAĞLIK KARABAĞ Savaşı sırasında -26 Şubat 1992’de- RUS destekli Ermeni güçleri tarafından işlenen bir katliama maruz kalan HOCALI kasabası da DAĞLIK KARABAĞ da bulunmaktadır.”

 

      HOCALI SOYKIRIMI’NIN 27. Yılında, Ermeni Diasporasının arkasına saklandığı yalanlarla getirdiği ses karşılığında, günümüz Türkiye’si hâla devlet olarak Hocalı Soykırımını tanımamış bulunuyor. Amerika’nın elli eyaletinin 44’ü “Sözde Ermeni Soykırımını” tanımasının yanında, Arkansas, Arizona, Batı Virginia, Connecticut, Florida, Georgia, Massachusetts, Maine, New Mexico, New Jersey, Oklahoma, Pensilvanya, Tennesee ve Utah eyaletleri Hocalı Soykırımı’nı Katliam olarak tanımlamışlardır.

      Azerbaycan, Bosna-Hersek, Cibuti, Çek Cumhuriyeti, Honduras, Kolombiya, Meksika, Pakistan, Peru, Sudan ve İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamentolar Birliği, Hocalı Soykırımı’nı tanıyan ülke ve kuruluşlardır. Hocalı Soykırımı’nı gerçekleştiren çakalların başını çeken, yaptıkları vahşetin boyutlarını ağızlarıyla ikrar eden, insanlık suçu işleyen, sonra Ermenistan da cumhurbaşkanı olan Robert Koçaryan ve Serj Azati Sarkisyan, uluslararası bir mahkemede, mesela Lahey Adalet Divanı’nda yargılanmaları konusunda hiçbir teşebbüste bulunulmamıştır.

      Dışişleri Bakanlığımız, hatta İçişleri Bakanlığımızdan bu açıklama ile bir düzeltme, itiraz duyduk mu?  Hayır… Yukarıda ne demiştik; “Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür”  atasözü bizleri haklı/haksız çıkarır mı? 

      Bugünlerde bir devlet başkanına ne hikmetse (!) “dik dur kardeşim yanındayız” diyebiliyoruz. O devlet başkanı ki, 14 Temmuz 2005 de Venezüella Meclis Başkanlığını yürüttüğü dönemde, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin askıya alınmasını istediği, “Ermeni Halkına, Ermenilerin devletine ve güçlü Venezüellalı Ermeni toplumuna haklı ve geciktirilmekte olan adalet arayışlarını desteklediğimizi ifade etmek.” “Türkiye’nin üyeliğini, Türkiye, Ermeni Soykırımı’nı tanıyıncaya kadar ertelenmesini talep etmek”  maddelerinin altına imza atıyor, dik durmasını istediğimiz kardeşimiz Nicolas MADURO… 

      ABD (44 Eyalet), Almanya Federal Cumhuriyeti (AFC), Arjantin, Avusturya, Birleşik Krallık (Galler, İskoçya, İrlanda), Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan,Çekya, Fransa, Hollanda, İtalya (107 Eyalet ve Kent Yönetimi), İspanya (Bask ve Katalan özerk yönetimleri), İsveç, İsviçre, Kanada, Lüksemburg, Litvanya, Lübnan, Paraguay, Polonya, Rusya Federasyonu, Slovakya, Suriye, Şili, Uruguay, Vatikan, Venezüella, Yunanistan da “SÖZDE Ermeni Soykırımı’nı tanıyan (dost ve müttefik!) ülkelerdir.

      Filistin, Irak ve Suriye’de mazlumlar… Hocalı da KAÇGINLAR, GÖÇKÜNLER… Astana’da Putin kardeşim… Sarayda Jared Kushner… Ve HOCALI SOYKIRIMI’NIN 27. YILINI ANLAMAK…

      HOCALI KATLİAMI’NIN 27. yıl dönümünde, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, aziz hatıraları önünde tazimle eğiliyorum.      

Kaynak:

-http://www.mfa.gov.tr/default.tr.mfa

- Hafize Zehra Kavak, https://insamer.com/tr/

-Hatem Cabbarlı, Rusya’da Ermeni Diasporası: Oluşumu ve Faaliyetleri

- https://www.turkishnews.com/tr/content/2019/02/12/armenian-military-joins-russia-in-syria/

Kenan Mutlu Gürses


Kenan Mutlu Gürses © 2011 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön