KİLİS-ERMENİ OLAYLARI ve BUGÜN

30 Nisan 2016


   Türkiye, tarifi mümkün olmayan kuşatılmışlığa sürüklendiği, bir dönemden geçiyor. Kuşkusuz ki tarih, ülkemizi bu duruma taşıyan yöneticiler hakkında her şeyi yazacaktır. O gün, Türkiye’nin hiç de hak etmediği ortama nasıl getirildiğini, bugün biat kültürü ile iktidarı desteklemiş olanların, çocukları, torunları acaba nasıl okuyacak ve nasıl değerlendireceklerdir?

      On dört yıldır hallaç pamuğu gibi, devletin bütün kurumlarını darmadağın eden iktidarın sayılmayacak kadar yanlışlarını bir tarafta tutacak olursak, PKK ve IŞID belâlsına nasıl düştüğümüzü hiçbir zaman izah edemeyecektir. Zira cılız tenkitler karşısında bugünde, sadece YANILDIK, KANDIRILDIK, ALDATILDIK diye bilmektedir. Aldatılacak zekâ seviyesinde ki insanların, hizmetli bile yapılmadığı günümüzde, birileri maalesef ülke yönetmektedirler!

      Kilis ve Ermeni Olayları konusuna girmeden önce, getirildiğimiz noktanın altını bir daha çizmek istiyorum. PKK, PYD, YPG, YPJ, IŞID, IRAK ve SURİYE uçurumuna nasıl itildiğimiz herkesçe biliniyor. Yani stratejik derinlikte ki malûm çukurumuz! Ancak, ON YEDİ EGE ADAMIZ için, yetkililerden çıt çıkmıyor! RUSYA ile UÇAK krizinin, bizlere nelere patladığı da hiç konuşulmuyor! Hamasi nutuklar, turizm, ihracat karartmaları ile gerçek toplumdan saklanılıyor. Gerçek şu ki, HAVA KUVVETLERİMİZ, SURİYE HAVA SAHASINA sokulmuyor. Onun içindir ki, KİLİS, Suriye’den katyuşa füzeleriyle atılan roketatar mermilerinin hedefi oluyor. 70 insanımız yaralanıyor, 18 CANIMIZI kaybediyoruz. Ne duyuyoruz; MİSLİ İLE KARŞILIK VERİLMİŞTİR. Ne olur “ ağlanacak halimize, bari güldürmeyin.” Başka ne oluyor? Bugüne kadar hiçbir şekilde PKK’nın giremediği GAZİANTEP, KİLİS ve çevresinin demografik yapısı hızla değiştiriliyor. Bu vahameti, kimse dile getirmiyor, değerlendirmiyor.

      Gelelim KİLİS ve Ermeni olaylarına: Bizim nesil, askerlik, memuriyet, kaçakçılık ve Gaziantep de kamyon motorlarının rektifiyesi ile Kilis’i bilirdi. Biraz da, okuyup, yazanımız ile KİLİSLİ RİFAT’I ve onun şahsında KİLİS hafızalarımızın, bir köşesinde yer alırdı. Şimdi ise, SURİYELİ GÖÇMENLER, ÇADIR KENT ve KİLİS’E atılan mermiler, yaralanan ve ÖLEN insanları ile bilmeyenimiz artık kalmadı.

      KİLİS, Türkiye-Suriye sınırında, İlk çağdan günümüze kadar varlığını devam ettiren, şimdi bir ilimiz. Anadolu’nun her köşesi gibi, tarihte birçok olaylara sahne olmuş, acılar çekmiş, gün olmuş derebeyler tarafından yönetilmiş, gün olmuş işgalleri yaşamıştır.

      Kilis Ermeni olaylarının iç yüzünü anlamak için, 1800–1810–1820–1851–1853–1869–1874–1876 ve 1895 yıllarında Ermeni okullarındaki Ermeni öğretmenlerin, yörede bulunan misyoner ve konsolosların, batılı devletlerin ve Ermeni Kilisesinin faaliyetleri gözden uzak tutulmamalıdır. Buradan Kilis’e bakarken, Antep, Maraş, Zeytun, Sis, Azaz, Halep çizgisinde yaşananlara dikkat edilmelidir.

      Burada, derinliğine girmeden, yıllardır Türklerle beraber yaşayan Ermeniler, Antep, Kilis ve çevresinde Hınçak, Taşnak, Ramgavar silahlı Komitelerinin çıkardığı olaylarla, 1915’e giden süreci başlattıkları unutulmamalıdır. Çıkan Ermeni isyanları, karşılıklı çatışmalar sonrasında 1915 tehciri. Tehcir sonrası geri dönen Ermeniler, tekrar Kilis’te çıkardığı olaylar, yöreden dışarıya, çevreden Kilis’e gelen göç hareketleri görüyoruz. Sonra; Kilis, 6 Aralık 1918’de İngilizler tarafından işgal ediliyor. 29 Ekim 1919’da Fransızların denetimine geçiyor. 20 Ekim 1921’de Fransızlarla imzalanan Ankara İtilafnâmesi ile geri alınıyor. 7 Aralık 1921’de Fransızlar Kilis’i tahliyeye başlıyorlar. 23 Aralık 1921’de Kurtuluşu gerçekleşiyor. Ve Kilis, başta camiler olmak üzere sayısız tarihi eseri bağrında yaşatıyor.
 
     Kilis Ermeni gailesi, Anadolu’nun tamamında olduğu gibi, bütün zaman diliminde, Batılılar-Ruslar ve Ermeniler tarafından Ermeni isyanlarını çarpıtmakta, Müslüman halkın Ermenileri yok etmek üzere saldırdıkları yalanını yaymış ve buna halen devam etmektedirler.

     AKEPE iktidarı, Türkiye’yi okuyamadığı gibi, Kilis’te de yaşananları okuyamamaktadır. Bu yetersizlik, gelen ŞEHİTLER, Güneydoğu Anadolu’da yaşanan çatışmalar, TÜRK İNSANININ ve KİLİSLERİN canını yakmaktadır. Ne kadar söylesek, ne kadar yazsak, iktidar yanlışlarını bir türlü anlamazken KİLİS’TE CAMİLERE, İNSANLARIN üzerine roketatar mermileri yağmaya devam ediyor. Neylersiniz ki “ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR”.
 

Kenan Mutlu Gürses


Kenan Mutlu Gürses © 2011 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön