TARİH. AĞUSTOS AYI VE ERMENİLER (VII)

09 Ekim 2023


M.S. 1723 - İran'a Sefer Açılması

      [Afganlı Mir Mahmud 1723 de yedi muhasaradan sonra Isfahan'ı zabt ve Şah Hüseyin'i bazı evlat ve ayaliyle esir ederek hükümdarlıktan ıskat ettiği Bağdad valisi Hasan Paşa tarafından hükümete bildirilmiştir. Şah Hüseyin, kendi eliyle İran Şahlığını Mir Mahmud'a terk ederek Mahmud'un başına taç koymuş ve Dergezin ve Kandehar'dan getirttiği Sünni halkı Isfahan'a iskân etmek suretiyle devlet merkezinde kesif bir Sünni kitlesi vücuda getirmek istemiştir.

      Şah Hüseyin esir düşmeden evvel Isfahan muhasarası esnasında kaçarak evvela Kazvin ve oradan da Tebriz'e gelmiş olan şahın oğlu Tahmasb burada şahlığını ilan etmiş ve hükümdarlığını Osmanlı padişahına bildirmek için İstanbul'a bir elçi göndermek istediğini Van valisi vasıtasıyla Erzurum valisi ve seraskeri İbrahim Paşa'ya bildirmiştir; fakat Osmanlı hükümeti henüz Şah Hüseyin'in hal'i ve ölümü hakkında doğru bir malumat olmamasından dolayı bu cihetin anlaşılmasına kadar Tahmasb tarafından gönderilecek elçinin Erzurum'da alıkonularak ihtiyacının hazine tarafından temin edilmesi, Erzurum valisine emr olunmuştur..

      Bağdad valisi tarafından gönderilmiş olan 1723 tarihli tahriratta Şeyheyn yani Hazreti Ebu Bekir ve Hazreti Ömer'le üçüncü Halife Osman'a seb' eden İranlılardan intikam alınma zamanının geldiğini ve kendisinin Kirmanşah üzerine hareketine müsaade edilmesini yazmış olduğundan bu müracaat İran'a tecavüze vesile arayan hükümetin de arzusuna muvafık düşmesi üzerine bu defa İran halkını Afganlılara karşı muhafaza için değil, yapılacak harekâtla İran topraklarının Osmanlı arazisine ilhakı maksadıyla tecavüze karar verilmiş ve açılacak seferin meşru olduğuna dair şeyhülislam Abdullah Efendi'den bir de fetva alınmıştır.. (1723) Bu karar üzerine üç cephede yani Kafkas, Azerbaycan, Irak mıntıkalarında elbirliğiyle hareket edilmesi seraskerlere yazılmıştır.

      İran'da ki karışıklık, Afganlıların taarruzları ve Osmanlı hükümetinin de hudutlarda faaliyete başlaması üzerine Şirvan ve havalisindeki Sünni halk Osmanlı hükümetine müteaddit müracaatlarda bulunarak İranlar tarafından camilerin ahıra çevrilmesinden, kitapların yakılıp ulemanın katledilmelerinden şikâyet ederek Şiilerin ellerinden kurtarılmalarını ve İranlılara karşı mücadeleye girişmiş olan Davut Han'ın Şirvan Hanı tanınarak kendisine menşur gönderilmesini rica ediyorlardı.. Osmanlı hükümeti bu müracaatı kabul ederek Davud Hanı Şirvan hanı olarak tanımış ve bu taraftan hudut olmak dolayısıyla Davud Han'ın Şirvan Hanı olarak Osmanlı himayesinde bulunduğu Rus çariçesine bildirilmek üzere Nişli Mehmed Ağa adında bir elçi Moskova'ya gönderilmiştir.

Kafkas Harekâtı Ve Tiflis'in Zabtı

      Henüz İran'a harp açılmazdan evvel yani 1721 AĞUSTOS sonlarına doğru Erzurum valisi Silahdar İbrahim Paşa, Tiflis taraflarına çuhadarını gönderip Tiflis hanı Vahtan Han'ın İranlılara itaatten çıkıp müstakil bir hükümet kurarak etrafındaki yerleri emri altına alıp kendisine itaat etmeyen Müslüman Lezki taifesine taarruz ettiğini ve maksadının Şirvan ve havalisini istila etmek olduğunu haber almış ve keyfiyeti hükümete bildirmiş olduğundan mesele müzakere olunarak neticede Tiflis'in zabtına karar verilmiş ve yapılacak harekâtın Vahtan Han'a karşı olup bunu İran ile olan aradaki sulhu bozmayacağı takarrür ederek Tiflis üzerine yürümesi için Erzurum vali ve seraskerine emir verilmiştir.. (1722 Ekim)

      İran seferine dair verilen fetva üzerine üç cephede de taarruzi harekât başlamıştır. Tiflis tarafına serasker olan Silahdar İbrahim Paşa, Kars karargâhından kalkarak maiyetinde Diyarbekir valisi vezir Arifi Paşa ile Kars beğlerbeğisi İshak ve Şebin Karahisar mutasarrıfı İbrahim Paşalar olduğu halde hareket edip Revan Hanı olup Osmanlılara teslim olan Mehmed Kuluhan. Tiflis üzerine giderek Vahtan Han'ı muhasara edip arkasından Tiflis'i işgal etmiş buraya evvela Mustafa Paşa ve arkasından da Arifi Ahmed Paşa tayin olunmuştur. Daha sonra Küri ve havalisi zabt olunarak idaresi Ömer Paşa'ya verilmiştir.

      Erzurum valisi ve o cephe seraskeri Silahdar İbrahim Paşa'nın ağır hareketi, tamahkârlığı ve hükümetçe emir verilmesine rağmen Şirvan hanı Davud Han'a yardım etmeyerek Bakü'nün Rusların eline geçmesine sebebiyet vermesi gibi halleri Kafkasya'daki devlet nüfuzunu sarması sebebiyle seraskerlikten azlolunarak yerine Arifi Ahmed Paşa tayin edilmiştir. (Eylül 1723)

      Yeni serasker Arifi Ahmed Paşa, Revan (Erivan) üzerine giderek üç ay muhasara ve şiddetli muharebeden sonra Tahmasb'dan yardım gelmesinden ümidini kesen Revan muhafızı Ali Kuluhan'ın müracaatı üzerine 28 Eylül 1724 de Revan teslim olmuş ve muhafızlığı da Anadolu valisi vezir Osman Paşa'ya verilmiştir. Revan'ın tesliminden az evvel de Nahcıvan elde edilmiştir.

      Revan'ın alınması Üçüncü Ahmed'in fevkalade memnuniyetini mücib olarak serasker Arifi Ahmed Paşa'ya Diyarbekir'e ilave olarak Revan eyaletini de tevcih ettikten başka ihtiyacına sarf edilmek üzere iç hazine yani Enderun hazinesinden de kendisine on beş bin kuruş atıyye göndermiştir. Bundan sonra Arifi Ahmed Paşa'nın yerine serasker tayin edilen Erzurum valisi Hacı Mustafa Paşa tarafından AĞUSTOS 1725 de Lori ve Eylül'de Gence zabt edilmiştir.

Azerbaycan Harekâtı Tebriz'in Zaptı

Tebriz üzerine yapılacak harekâtın seraskerliğine Van valisi Köprülüzade Abdullah Paşa tayin olunmuştur. Selmas kasabasını teslim alan Abdullah Paşa, hazırlığını yaptıktan sonra askerin ihtiyacı olan zahireyi temin edecek olan Hoy, Çors, Tasuc, Merend kasabalarını Tebriz'de bulunmakta olan Tahmasb'ın yardımına rağmen 1724 Mayısta zabt etmiş ve bundan sonra Tebriz üzerine yürümüştür.

      Tebriz muhasarası esnasında kışın bütün şiddetiyle erken başlaması sebebiyle askerlerin siperlerde durması mümkün olmadığından Abdullah Paşa, muhasarayı kaldırmağa mecbur olmuş ve Tebriz'e yakın Şüster'e ve oradan Tasuc taraflarına çekilerek keyfiyeti hükümete bildirmiştir. Abdullah Paşa'nın, muhasarayı kaldırması padişahça muvafık görülmemekle beraber! Ses çıkarılmamış ve altı ay sonra tekrar muhasaraya başlaması üzerine Tebriz alınmadıkça hiçbir sebeple muhasaranın kaldırılmaması bazı tarizlerle kendisine kat'i olarak emr olunmuştur. (1724 AĞUSTOS) Tebriz'in kat'i surette zabtı padişah tarafından arzu edildiği için Bağdad valisi ve Hemedan seraskerine, Abdullah Paşa'ya yardım etmesi hakkında 1724 Eylül tarihiyle ferman gönderilmiş ise de buna lüzum kalmamıştır.

      28 Temmuz 1725 Cumartesi günü Tebriz yakınına varan Abdullah Paşa'yı İran kuvvetleri karşılamış vukua gelen muharebe pek şiddetli olmuş, İran kuvvetleri üzerine üç koldan hücum yapılmış, akşama kadar devam eden savaşta mağlup olan İran askerleri Tebriz'e kaçmışlarsa da onları takip ederek duvarları aşan beş, altı yüz Osmanlı askeri hemen şehir kapılarını açtıklarından kol kol şehre giren kuvvetler iki gün bir gece şehirde ve kalede muharebeye devam ettikten sonra beşinci gece bütün şehir ve kale elde edilmiş ve şehir içindeki şiddetli mukavemetten dolayı Tebriz halkına itimad edilmeyerek bunlar tehcire tabi tutulmuşlardır..

      Tebriz muhasarası esnasında orta kolda bulunan Halep valisi Hekim oğlu Ali Paşa'nın büyük gayreti görülmüş ve bu esnada rütbesi Rumeli beylerbeyi iken vezirlik verilerek Anadolu valiliğine tayin olunmuştur. (Ekim 1725) Tebriz'in zabtından sonra Rumiye (Urmiye) ve daha Erdebil alınmıştır.] ([28])

M.S. 1723 - Şirvan'daki Olaylar

      [İran'a karşı ayaklanarak Osmanlı himayesini isteyen Şirvan halkına arzuları üzere Hacı Davud Bey, Han tayin edilerek kendisine teşrifat gönderilmişti. (hil'at, berat, sancak) Davud Bey'in Şirvan Hanı olması kendisinden daha nüfuzlu olan Dağıstan beylerinden Kumuk hâkimi Sürhay tarafından hoş görülmediğinden Davut Han'ın tayininden itibaren Şirvan'da mücadele başlamış ve Osmanlılarla Ruslar arasındaki muahede ve Rusların Dağıstan'a ve Kuzey Şirvan'a sahip olmaları ve bu taraf halkı ve aşiretleri üzerinde fena tesir yaptığından bu da Şirvan işlerini daha ziyade bulandırmıştı..

      Bunun üzerine Erzurum valisi ve Gence seraskeri Hacı Mustafa Paşa (1727 AĞUSTOS de Şemahi'ya gitmiş, halkı dinlemiştir; bunlar evvela Rusların kendi yakınlarına kadar gelmelerinden şikâyet edip icap ederse Ruslarla harp edeceklerini beyan etmeleri üzerine Mustafa Paşa, Osmanlı devleti kendilerini himaye etmeyecek olursa şimdiki yerlerinin de Rusların ellerine geçeceğini beyan ederek halkı tatmin etmiş ve bu sırada ahid name mücibince hudut tespit olunmuştur.] ([29])

M.S. 1 Ağustos 1729 - ALAYBEYİLİK-İ NÂHİYE-İ KEMAH

      [Nâhiye-i mezbûr Alaybeyiliği Hasan’ın ref’inde, Gence seraskeri tarafından Ali’ye, Ali’nin dahi fevtinde Gence Beylerbeyisi İbrahim Paşa tarafından dârende Hüseyin zîde kadrühuya tevcîh olunup tahvîl mektubu virilmekle mezbûr Hüseyin’e tevcîh olunup istihdâm hükmü verilmişdir, 6 M 142] ([30])

DEVAM EDECEK


[28] Uzunçarşılı, IV. C. I. Ks. S, 175-176-177-178-179-180

[29] Uzunçarşılı, IV. C. I. Ks, s,195

[30] Fahameddin Başar, Osmanlı Eyâlet Tevcihâtı (1717-1730) s, 236

 

Kenan Mutlu Gürses


Kenan Mutlu Gürses © 2011 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön