TARİH, AĞUSTOS AYI VE ERMENİLER (XVII)

05 Aralık 2023


29 Ağustos 1893 
İstanbul’da Genç Türk Osmanlı Komitesi’nce basılan “The Armenians and the Turks, under Sultan Abdülhamit” kitapçığının ele geçirildiği.
4 Ağustos 1894
Tokat’ta bir Ermeni çetesinin posta arabasını basıp, tatarını öldürdükten sonra postayı soyması, üzerlerine gönderilen müfreze ile de çatışmaya girerek ayrıca bir jandarma çavuşunu da şehit etmesi.
8 Ağustos 1894
Muş’ta Çanlı Kilisesi rahiplerinden İsa isimli papazın ifadesinde Rusya’dan Sasun, Taluri ve Birim köylerine silah kaçırıldığının belirttiği.
9 Ağustos 1894 
Muş’un Şinik ve Simal köyünden silahlı Ermenilerin Delikanlı aşiretine saldırdığı.
9 Ağustos 1894
Taluri ve civarında Ermenilerin askeri birliklere baskın düzenledikleri.
14 Ağustos 1894
Ermeni göçmenlerinin Osmanlı ülkesine girmelerinin yasaklandığı…
M.S. 1894 - ERMENİLERİ TOPLU İSYANA TEŞVİK EDEN İNGİLİZ 
AJANLARI VE ERMENİ KOMİTELERİNİN FAALİYETLERİ VE KOMİTE 
ÜYELERİNDEN TUTUKLANANLAR
      [Yıldız Saray-ı Hümayunu
      Sivas Vilayeti'nden şifre
      14 Ağustos sene 1310 Dâhiliye Nezareti'nin fî 6 Kânunusani sene 1309 tarihli şifrelü telgrafnamesinde bazı muteber İngiliz gazeteleri bilhassa Times Gazetesi tarafından bu havalice Ermenilere dair tahkikat icrası için memur edildiği işar olunan mösyö Hemnes Zaptiye Nezareti tercümanlarından Abdülkerim ve Osman Efendiler refakatiyle geçen şehr-i nisanda Aziziye ve Gürün ve Darende Kazalarına gelerek Mamüratülaziz Vilayeti'ne gittikleri ve yine nezaret-i müşarünileyhanın 16 Mart sene 1310 tarihli tahriratıyla işar kılınan İngiltere'de Oxford Darülfünunu muallimlerinden Mister Honmaru ile dört nefer refiki dahi geçen mayısda Divriği Kazası'na gelip Erzincan cihetine azimet ettikleri ve bunlardan başka bir İngiliz ve bir Ermeninin dâhil-i vilayete geldiklerine dair malumat olmadığı icra kılınan muhaberat üzerine maruzdur ferman. (81)
M.S. 1894 - İNGİLİZ KONSOLOSLARI
      (…) [Currie ile sadrazam arasında ağustos ayında bu konuda yapılan görüşmelerde, sadrazam Ermenilerin Talori'de giriştikleri eylemlerinin arkasında Ermeni komitecilerin bulunduğuna inanmaktadır ve bu amaçla onların bu isyanının bastırılması için ordu birliklerinin gönderilebileceğini ima etmiştir. Nitekim ordu birliklerinin bölgeye kaydırıldığı Graves'in muhbirleri tarafından kendisine haber verilmiştir. 1 Eylül 1894 günü Currie'ye çektiği telgrafta Sason'da Ermenilerin ayaklandığının tasdik edildiği, bu yüzden ordunun Sason'a kaydırılmasının devam ettiği beyan edilmiştir. Genelde Haydaranlı Aşireti mensuplarından oluşan Hamidiye Alayları'nın üç tabur süvari birliği, Hüseyin Paşa komutasında Muş'a kaydırılmıştır. Bu birliklerin başıbozuk sınıfından meydana geldiği ve halka kötü davranacağından endişe edilmiş ve bu yüzden bu durum derhal sadrazam katında protesto edilmiştir. Bu protestoya karşı verilen cevapta Erzincan'da bulunan 4. Ordu Kumandanı Müşir Zeki Paşa'nın şahsen yanına alacağı yeterli miktardaki düzenli askeri birliklerle asayişi temin etmek amacıyla Talori'ye gideceği, halka herhangi bir kötülüğün yapılmaması ve zararın verilmemesi için kendisine çok sıkı emirler verildiği ifade edilmiştir. İsyan mahalli olan Sason ve Talori'ye sadece düzenli ordu birliklerinin gireceği ve Hüseyi Paşa komutasında Muş'a gönderilen üç taburun ise isyan bölgesine kadar göndrilmeyeceği, bunların sadece Muş Sancağı'nda muhtemelen Ermenilerin oralarda taşkınlık çıkarmalarına engel olmak maksadıyla tutulacağı belirtilmiştir. (…)
      Eylül ayının sonuna doğru Erzincan'dan Bitlis'e giden 4. Ordu Kumandanı Müşir Zeki Paşa, bir ay kadar Muş'ta ve birkaç gün de olay mahalli olan askerlerin konuşlandığı Andug Dağı'nda kaldıktan sonra geri dönmüştür. Zeki Paşa, 29 Eylül günü Erzurum'a geldiğinde, Sason'daki olayların çok fazla abartıldığını ve bundan sonra herhangi bir olayın meydana gelmesini beklemediğini İngiliz Konsolosu Graves'e bildirmiştir. Bu nedenle Erzincan'dan Muş'a gönderilen askerlerin de çok kısa bir süre içinde geri Erzincan'a geleceklerini beyan etmiştir.] (82)
M.S. 1894 - İRAN’A GÖÇ EDEN ERMENILERIN GERI DÖNME ÇABALARI
      [Yurt dışına giden diğer Ermeniler gibi İran’a giden Ermeniler de geri gelmek için gayret içerisine girmişlerdir. Geri gelen Ermenilerin birçoğu geri döndükleri zaman bir takım şekavet ve fesad olaylarına karıştıkları için devlet bunların geri dönmelerine sıcak bakmamıştır. Buna rağmen Rusya ve İran sınırlarında bulunan Ermeniler Osmanlı sınırlarına geri gelebilmek için her yolu denemişlerdir. 20 Haziran 1894 tarihinde Van vilayetine çekilen bir telgraf ile Hınçak komitesine mensup Ermenilerin Çakıllı Kilisesini ziyaret etme bahanesi ile Osmanlı sınırlarına girdiği ve bu konuda tedbir alınması istenmektedir. Ermenilerin kiliseyi ziyaretleri men edilmemekle beraber ziyaret bahanesi ile gelecek olan komitacı ve eşkıyalar için tedbir alınmasını istemektedir. 
      26 Temmuz ve 24 Ağustos 1894 tarihlerinde Trabzon, Van, Bitlis, Erzurum, Musul, Bağdat, Diyarbakır, Sivas, Ankara, Aydın ve Mamuratülaziz(Elazığ) vilayetlerine çekilen bir telgrafta birçok Ermeni’nin İran ve Rusya hududundan Osmanlı topraklarına girdikleri ifade ile bunların girişlerine müsaade edilmemesi ve girenlerin sayılarının bildirilmesi istenmektedir. Fakat sınırdan girenler hakkında belgelerde net bir rakam bulunmamaktadır. Mesela 3 Ağustos 1894 tarihinden önce Erzurum vilayetine çekilen bir telgraf ile daha önce Rusya’ya göç eden 3900 Ermeni’nin Rusya ve İran üzerinden Van ve Trabzon yolu aracılığı ile tekrar Osmanlı sınırlarına girecekleri tespit edildiği için bunların girişlerine asla meydan verilmemesi istenmektedir. 30 Temmuz 1894 tarihinde Trabzon, Van ve Erzurum vilayetlerine çekilen telgraf ile daha önce yurt dışına göçen Ermenilerin Rusya ve İran hudutlarından Osmanlı sınırlarına girmek istemeleri üzerine Ermenilerin sınırdan kesinlikle içeri alınmaması ve Pasaport verilmemesi emredilmektedir. Edirne valisi merkeze yazmış olduğu 18 Ağustos 1894 tarihli bir yazısında İran ve Rusya’ya giden Ermenilerin kesinlikle yurt dâhiline kabul edilmemesi ve bunu daha önce şifre telgrafı ile kendilerini bildirildiğini bahsetmektedir. Devlet yurt dışına çıktıktan sonra ticaret gibi çeşitli bahaneler ile geri gelmek isteyenlerin ancak kendi işleri ile iştigal edeceklerini teminat altına aldıktan sonra müsaade etmiştir. İran ve Rusya’ya göç eden Ermenilerin geri dönme çabaları başka sıkıntıları da beraberinde getirmiştir. Bu konuda en önemli sıkıntı göç ettikten sonra geri dönmek isteyen Ermenilerin tahkiki konusudur. Bu konuda 7 Eylül 1894 tarihinde Hüdavendigar Vilayetinden merkeze çekilen bir telgrafta gelen Ermenilerin durumlarını araştıracak polis azlığından bahsedilmektedir. 
      Çünkü polis kadrosunun yetersiz olması nedeni ile tahkikatların tam anlamı ile yapılamadığı ve bunun içinde 20 polis kadrosuna ihtiyaç olduğu bildirilmiştir. Fakat Hüdavendigar sancağına verilen cevapta polis kadrosunun yeterli olduğu, zaten bütçenin de bu kadroyu artırmaya elverişli olmadığı ve gelmek isteyen Ermenilerin muhakkak sıkı bir tahkikattan geçirilmesi gerektiği ifade ile bu konuda bir ihmal olduğu takdirde sorumlusunun polisler olacağı beyan edilmiştir. Rusya’ya göç eden Ermeniler, Rus tabiiyetine geçmeye zorlanmışlardır. Rus topraklarına giren Ermeniler ya Rus vatandaşlığını kabul edecek veya Rus topraklarını terk edeceklerdi. Fakat geri dönmek isteyen Ermenilerin de bunu kolay başaramadıklarını görmekteyiz. Bu durum üzerine Ermenilerden bir kısmı İran yolu ile Osmanlı ülkesine dönmeyi de denemişlerdir. Amerika’ya göç eden Ermenilerin de İran üzerinden Osmanlı sınırlarına girmek için teşebbüste bulunduklarını görmekteyiz. İran’dan göç ile Osmanlı topraklarına gelen Ermenilerden bir kısmı kendi istekleri ile önce Sivas ve Ankara’ya daha sonra İzmir ve çevresine yerleşerek Ermeni olmalarına rağmen Latin Katolik kilisesine kayıt olmuşlardır. Hatta bunlar kendi aralarında muhtarlarını seçmek istemişlerse de buna müsaade edilmemiştir. (83)
M.S. 1894 - AMERIKA’DA PROPAGANDA PATLAMASI
      [Ermeni Hınçak komitesi, Ağustos 1894’te, Bitlis’in Sasun kazasında bir ayaklanma çıkardı. Ermeni çeteleriyle Türk askeri arasındaki çarpışmalar yaklaşık bir ay kadar sürdü ve ayaklanma bastırıldı. Yaklaşık 900 kişi öldü. Sasun’da silâhlar patlarken, Atlantik ötesinde de büyük bir propaganda patlaması oldu. Protestan kilisesinin öncülük ettiği, Amerika’daki küçük Ermeni kolonisinin ve Amerikan basınının da katıldığı bu kampanyada, Türkiye en ağır biçimde karalandı. Ermenilerin ayaklanma çıkardıkları gözardı edildi, sırf hristiyan oldukları için kılıçtan geçirildikleri ileri sürüldü. Kiliselerde Türkleri lânetleme duaları, meydanlarda protesto mitingleri yapıldı. Gazetelerde ve dergilerde koyu düşmanlık yazıları yazıldı. Arkasından pek çok broşür ve kitap yayınlandı. (84)
M.S. 18 AĞUSTOS 1895 - VASİLİYEF PASANDAYM'IN, ISLAHAT 
KONUSUNU TAHKİK İÇİN GEZDİĞİ YERLERDEKİ ERMENİLERİN
İDDİALARI HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
      [Şifre; Dördüncü Ordu-yı Hümâyûn Müşiriyeti'den
      Vasiliyef Pasandaym isminde bir Rusyalı, refakatinde bir Müslüman tercüman olduğu hâlde Kars'dan hareketle Kötek ve Velibaba ve Antab ve Erciş ve Van Ve Bitlis ve Muş ve Hınıs hattını takiben Erzurum'a ve oradan da dünkü gün buraya gelmiş ve keyfiyet dünkü gün makam-ı Seraskerî'ye iş'âr kılınmış idi.
      Evvelki mülâkâtda kendisi doktor olup taharrî ve teftiş-i madeniyât için Dersim tarîkıyla Harput'a ve Harput'dan Sivas ve Konya ve Sis ve Adana'ya gideceğini ve orada sefâretinden verilecek emre intizâr eyleyeceğini beyân ve ifade etmiş idi. Bugün görüşmek arzusunda bulunduğunu tercümanı vasıtasıyla ifade etmesiyle tekrar mülâkât olundu. Esna-yı mükâlemede devlet-i metbû'asının Dersaâdet sefîri tarafından memuren gönderilmiş olduğunu ve esas memuriyeti İngiltere Devleti'nin talebi vechile Van, Bitlis, Erzurum, Harput, Diyarbakır vilâyetlerinin bir vilâyet hâline vaz'ıyla bir komiser nasbı ve ahalinin kesretine göre mutasarrıf ve vali muâvinlerinin ve zabtiyeden bir kısmının Ermeni'den tayini gibi mesâilin vilâyât-ı müşârunileyhâca kâbil-i tatbik olup olmadığını tedkik ve tahkikden ibaret olarak şimdiye kadar gezdiği yerlerde Kürdlerden ve sair ahali-i İslâmiyeden ve memurîn-i askeriyeden fevkâlede hürmet ve riâyet gördüğünü maa't-teşekkür beyân etmekle beraber Ermenilerin müdde'ayâtı kâmilen hilâf-ı hakikat olduğu ve bunların İngiltere teşvikâtına kapılmış oldukları icra eylediği tahkikât ile sâbit bulunduğunu ifade etmiş ve bazı muhbirler tarafından suret-i memuriyet ve tahkikâtı işâ'a olunmamak üzere memuriyetinin mahrem tutulmasını rica eylemiş ve devlet-i metbû'asıyla Devlet-i Aliyye beynindeki münasebât-ı haseneden dolayı ulüvv-i efkâr-ı veli-nimet-i a'zamîlerini maa't-ta'zîm tezkâr etmiş olduğu ve mûmâileyh ecânibden bulunduğu hasebiyle fikrinin hakikati malum olamayacağından, hakkında şân-ı âlîye muvâfık ihtirâmât ifa olunmakla beraber takayyüdât-ı lâzımenin ifasından geri durulmamakda olduğu ve bir-iki güne kadar Harput tarîkıyla hareket edeceği, ifadesinden anlaşıldığı mübarek hâk-i pây-ı veli-nimet-i a'zamîlerine yüzüm gözüm sürerek arza müsâra'at eylerim.. Ol bâbda fermân. Fî 6 Ağustos sene 1311Kulları,  Mehmed Zeki (85)
M.S 22 AĞUSTOS 1895 MALATYA ÇİFTLİK-İ HUMÂYÛN'U MÜDÜRÜ
REŞÎD BEY'İN KARNI DERESİ'NİN MUNSAB OLDUĞU NOKTADA
ERMENİ EŞKIYASINCA SOYULUP MAİYETİNDEKİ ASKERİN ŞEHİT
EDİLMESİ
      [Erzincan'dan gelen zabıt varakası sûretidir
      Asâkir-i şâhâne kaymakamlarından olup Malatya Çiftlik-i Humâyûn'u müdürü olan izzetlü Reşîd Bey'in Erzincan'a haraketle üçyüzonbir senesi temmuzunun otuzbirinci pazarertesi günü mahall-i memuriyetine gider iken esnâ-yı râhda Erzincan'a altı saat ba‘d u mesafesi olan Karnı Deresi'nin munsab olduğu noktada Martini ve Sürmeli tüfenkleriyle müsellah ve mücehhez Laz elbiseleriyle mülebbes ve başlarında kapalak ve kendilerine İslam esâmisi yâdettiren Ermeni çetesi tarafından mu‘âmele-i cebr ü şiddet icrâsıyla ma‘iyyetinde bulunan Mesud Çavuş'u katl ve nezdinde mevcud beyan edilen üçyüz aded miktarı lira-yı Osmânî nükûd ile eşyâ-yı sâiresini gasb ile dağa firâr eylemelerinden dolayı ta‘kîb ve der-destlerine Birinci Nişancı Taburu Binbaşısı Yâver Efendi memur olunmasından nâşi Ağustos'un altıncı Pazar günü Habekli Vanki civarında cibâl-i müteselsile üzerinde şaki-yi merkûmûna bi't-tesâdüf asâkir-i şâhâneye birçok silah endahtına mücâseretle iki zâbıt ve iki neferi cerh etmelerinden edilen mukâbele-i bi'l-misl üzerine bunlardan birkaçının hayyen der-dest edildiği ve birkaçının da o esnâda telef oldukları haber verilmesi ve maddenin der-gâr olan cesâmet ve ehemmiyeti üzerine verilen emire mebnî mezkûr Pazar günü akşam saat beş buçukda Erzincan'dan hareket olunarak bidâyeten cürmün vuku‘bulduğu Karnı Deresi'ne muvâsalat olundu bu mevkı‘nin sol tarafı Karnı nehri ve sağ ciheti oldukça dağlık ve biraz ormanlık olduğu gibi dere içi ve insan saklanacak mahaller ve karşı ciheti de yine ormanlık altı ciheti ise tarla ve on dakika mesafede Tahir Paşa Hanı ve kuranın karşı ciheti Değirmendere'nin üst cihetinde ve yarım saat mesafede Karnı karyesi mevcud olup vaktiyle ol babda icrâ-yı keşfiyyât edildiği anlaşılmışdır oradan mezkûr Karnı karyesine azimet ve lede's-süâl binbaşı-yı mûmâ-ileyhin dere vankinde bulunduğu haber alınmasıyla mahall-i mezkûra muvâsalat olundu lede't-tedkîk eşkıya ile müsâdeme edilen mevkı‘in gayet sarp ve yalçın kayalarla muhat ve tahminen beş saaat mesafede vâkı‘ gayet mürtefı‘ve asla hayvan işlemez bir takım cibâl-i müteselsileden ibaret olduğu anlaşılmış ve mevtaların bi't-taharrî getürülmesü içün Karnı karyesinden birçok piyade eşhasın binbaşı-yı mûmâ-ileyh tarfından gönderildikleri beyan edilmiş olmasıyla onların vürudu gözedilüp elde edilen fâil ve mütecâsirlerden Erzincanlı Kiyork ve Sökyas ve Bedros ile bunlara yiyecek getiren Karnı'nın münferiden isticvabları icra kılınmış olup taharriyât-ı vâkı‘a neticesinde bunların rüfekafasından yalnız Erzincanlı Ermenak'ın na‘şı bulunabilmiş ve Erzincanlı Sepo mecrûhen gönderilmiş ise de almış olduğu cerhden muzdarib olmağla cüz'îce isticvâb edilebilmiş ve yirmidört saat sonra müteessiren vefât etmişdir ve Habekli Vanki'nde esliha ve cepehane bulunduğu maznunlardan Sökyas'ın ifadesinde mesbûk olmasına ve zâten mahall-i mezkûrun eşkıyâ-yı merkûmenin tahassun ve cevlân-gâhı ve mecmû-ı fesâd olduğu anlaşılmasına ve çete reisi olan Rupen'in ise oranın mütevellîsi bulunmasına mebnî icrâ-yı taharriyâta ve takibât zımnında mahall-i mezkûra gidilmesi iktizâ eylemiş olduğundan dere vankinden doğruca oraya gidildi ve icrâ-yı taharriyâta mübâderet olundu esliha ve cepehaneden bir aded revolver ile yedi sekiz kadar esliha imâline mahsus ege ve törpi ve Martini fişengi imâli için de bir aded makine ve bir aded kundak taslağı ve Martini revolver fişenk kalıpları görülmüşdür ve vankin bir odası kapusundan tüfenk ve revolver tecrübe edeldiğine dal olmak üzre birkaç yerlerinde kurşun delikleri müşâhade edildi şu ahval ve edâvât-ı mezkûrenin mevcud bulunmasına nazaran icrâ-yı ameliyât içün bir mahall-i mahsûs olmak ve imâline muktezî örs ve körükleri çekiç vesâire ile geleceklerin techizi içün esliha vesâirenin olması tab‘î olacağından ve vank içünde icrâ kılınan taharriyâtda bunlardan âsâr görülmemesinden ve zaten Rupen'in küçük biraderi Kirkor ve vâlidesi Marta'nın dâimî sûretde orada mevcud bulunup Rupen ve rüfekâsının ef‘âl ve harekâtına ezher-cihet vukufları bedîhî görülmesinden dolayı ınde'l-istintâk icrâ-yı tedkîkât ve ta‘mîkatdan sonra merkûm Kirkor vâlidesinden bi's-suâl esliha ve edevât-ı sâirenin bulunduğu mahal irâe etmesiyle bakıldı mezkûr vankin şark-ı şimâlinde ve kurbunda vâkı‘ gâyet mürtefî‘ yalçın bir taş olup vasatından biraz yukarı ve zirveden ale't-tahmîn on metro aşağı noktada yekdiğerinden müteferrik iki aded mağara mevcûd idügi duhulü zirveden kâbil olmayub aşağıdan da çıkılması müşkil ve pek müte‘assir görünen bir nokta irâ'e edilmesiyle bi'l-mecbûriye oraya çıkmak lâzım gelmişdir ta‘kîb-i eşkıyâya me'mûr binbaşı-yı mûmâ-ileyh bi'z-zât icâb eden maiyyetiyle mahall-i mezkûra gidüp el ve ayak ile çıkmak imkân hâricinde görünerek vânkde bulunan ve mahall-i mezkûr içün imâl edildiği anlaşılan tahtadan bir nerdüban getürülerek hâzır olduğumuz halde iki tarafdan tutularak iki nefer oraya ancak çıkabilmişdir mahall-i mezkûr oda şeklinde olub tüfenk imâline mahsûs destegâh ve körük ve mikdâr-ı küllî âlât ve edevât-ı nâriye ve ufak tefek demir âlâtı ve onbeş-yirmi kadar tüfenk ve revolver lüleleri ve müteaddid Martini ve Sürmeli fişenkleri kalıbı ve bir aded yeni mamül Martini ve bir adad Beşateşli Fransız tüfenkleri ve bir torba dolusu Martini fişenk kapsülü ve sekiz teneke barut ve birçok zınpara kağıtları ve model içün mukavva kağıdı ve zınpara tozu ve müteaddid örs ve çekiçler ve bozulup bırakılmış sekiz on kadar Mençistır ve Martini ve Sürmeli ve yeni imâl olunmuş Sürme ve Martini fişenk yatak ve heyeti ve bir aded süvârî kılıncı ve bir kat yatak ile birkaç nefer tüfenkçiye mahsûs kâffe-i edâvât ve levâzım-ı sâireden mâ‘adâ bir dürbün ve bir kıble-nümâ ve birkaç aded kitaplarla bir-iki parça evrak-ı muzırradan Hınçak gazetesi ve iki saz bir kemani ve iki ceket görülerek ipler ile indirilmiş ve birkaç çuval içerüsüne vaz‘ edilmişdir bu kadar âlât ve edevâtın tedariki bir büyük kuvvet ve muâvenete muhtâç oldukdan başka öyle sarp bir mahalle istif olunması ve bu mahallin kendülerine mesken ve imâlâthane ittihâz edilmesi ve hususuyla bunların gayet muntazam ve mükemmel ve en alâlarından olduğuna ve edevât-ı mezkûre böyle sûretle eşkıyâ üzerindeki elbise ve fişenkliklerde bir sistemide bulunduğuna nazaran esaslı bir hamiyyet-i fesâdiye tarafından teşebbüs ve tehiyye edildiği ve bu cem‘iyyetin erkân ve azası emr ve müşfıkı olacağı ve bu sûret-i evrâk-ı tahkîkıyede meşrûh ve mufassal edileceğini müş‘ir işbu zabt varakası bâ-tanzîm temhîr kılınmışdır. (86)
21 Ağustos 1894
Taluri taraflarında toplanan Ermenilerle Kürt aşiretleri arasında çarpışma olduğu.
23 Ağustos 1894
Amerika’da, Ermenilerin New York sokaklarında gösteriler tertipleyerek, Türkiye’de Ermenilere zulüm edildiğini ileri sürdükleri,
25 Ağustos 1894
Atina Hınçak Komitesi mensuplarından Avasabyan Ohannes ve Gasbaryan Ohannes adındaki Ermeniler hakkında idam cezası verildiği
25 Ağustos 1894
Zeytun kazasında bazı kimselerin tüfek imal ederek sattıklarının tesbit edildiği
26 Ağustos 1894
Ermenilerin Atina’dan, Sivas, Merzifon ve Van’a gönderdikleri zararlı belge ve mektupların Yunan vapuru görevlileriyle yerlerine ulaştırıldığı,
26 Ağustos 1894
Muşun Anduk dağındaki isyancıların sayılarının çok olduğu ve ellerinde martini, sürmeli ve kaval tüfekleri bulunduğu,
31 Ağustos 1894
Muş’un Anduk dağındaki Ermeni eşkıyasının bir kısmının Sasun’a sığındığı, bir kısmının Gelikozan deresinde gizlendiği, diğer bir kısmının da Eçmi deresinde oldukları.
2 Ağustos 1895
Özel komisyon tarafından hazırlanan ve Padişahın onayından geçen ıslâhât projesinin İstanbul’da bulunan İngiltere, Fransa ve Rusya elçilerine tebliğ edilmesi,
7 Ağustos 1895
Mr. Gladstone’un Chester’de yaptığı konuşmada; Osmanlı Hükümeti aleyhinde sözler sarf ederek Osmanlı politikasının Hıristanyanları yok etmek maksadını güttüğünü dinleyicilere inandırmağa çalıştığı,


(81)[BOA Y.PRK. UM Nu:30\43]
(82(   Musa Şaşmaz, İngiliz Konsolosları ve Ermenilerin Katliamı İddiaları 1878-1914, s, 489-490-492
(83)  Doç. Dr. Selim Hilmi ÖZKAN-Osmanlı Devleti’nden İran’a Ermeni Göçü ve Sonuçları 
(84)  Dr. Bilâl N. ŞİMŞİR-Ermeni Propagandasının Amerika Boyutu Üzerine 
(85)  Osmanlı Belgelerinde Ermeni-Rus İlişkileri 1841–1898 s, 131–132 
(86)  [B.O.A. HR. SYS Dosya No:2812, Vesika No: 3]


 

Kenan Mutlu Gürses


Kenan Mutlu Gürses © 2011 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön